14 Ocak 2025 tarihinde SpaceX’in kargosunda uzaya gönderilen uydulardan birinin kod adı FGN-100-d1 idi. Bu kargo Türkiye’de bir özel sektör firması tarafından milli imkanlarla üretilen en büyük uydusu olarak tarihe geçti. Sadece 106 kişilik bir ekip tarafından tasarlanıp imal edilen bu uydu uzaya fırlatıldıktan 62 dakika sonra yörüngeye oturdu ve telemetri verilerini ileterek başarılı bir şekilde çalışmaya başladı.

Uydu yaklaşık 500 km. irtifada, saniyede 7.6 km. hızla hareket ediyor ve günde 15 kez dünya turu atıyor.

Bu uydulardan 5 yıl içerisinde 100 adet imal edilip Türkiye’nin ve bölgemizin uygun noktalarına yerleştirilecek, alçak yörünge konstelasyonu olarak adlandırılan takım uyduları görevini üstlenerek hem konumlandırma hem de haberleşme alanında hizmet vermeye başlayacaklar. Kısaca projenin teknik tanımlama bu şekilde, projenin ismi de “Uluğ Bey küresel konumlama sistemi.”

Standart bir uydu tanımlaması gibi görünse de ülkemiz için uzayda bağımsızlığın ilk adımı. Aslında yapılmak istenen programı üçe bölmek mümkün birincisi, Elon Musk’ın kurduğu “Starlink” benzeri hızlı ve bağımsız haberleşme sisteminin bölgeselini yapmak, ikincisi ve daha önemlisi küresel konumlama sistemi kurmak, üçüncüsü 50 ton kapasiteli ve 1,5 ton faydalı yük taşıyabilen fırlatma roketlerini geliştirerek kendi uydularımızı uzaya taşıyacak kabiliyete ulaşmak.

Günümüzde kendi konumlama sistemi olan ülkeler, ABD’nin GPS, Avrupa’nın Galileo, Rusya’nın Glonass, Çin’in BeiDou ve Japonya’nın QZSS konumlama sistemleridir. Dünyanın diğer ülkeleri bu sistemleri kullanarak konumlama ihtiyaçlarını karşılarlar. Barış zamanlarında ihtiyaçları karşılayan bu sistemler savaş zamanlarında korkunç bir silaha dönüşebilir. Bu sistemlerin bir ülke için kullandırılmaması demek, uçaklarınızın doğru noktalara gidememesi hatta onların düşmanın istediği yanlış koordinatlara götürülmesi demektir. Yerdeki konum ihtiyacı olan tanklar gibi silah sistemlerinin hedeflerini bulamaması demektir. Fırlattığınız roketlerin hedeflerini bulamaması hatta istenirse kendi birliklerinizin kendi roketlerinizle vurulmanız demektir. Kısaca konumlama sisteminizin olmaması demek modern silahlarınızın uçaklarınızın, tanklarınızın ve roketlerinizin devre dışı kalması demektir.

İşte bu kadar önemli bir sistemi kuracak olan firma Baykar’ın “FERGANİ” ismini verdiği uzay teknoloji şirketi ve “ULUĞ BEY” adını koydukları projedir.

Bu arada bu konuyu incelerken gördük ki hem uzay şirketine hem de projeye verilen isimler de çok özel. “Fergani” 9. Yüzyılda yaşamış Türk ve Müslüman bir astronom ve matematikçi, üstelik Ay’daki “Alfraganus” kraterinin ismi O’na ithafen verilmiş bir bilim adamıdır. Benzer şekilde “Uluğ bey” 13.yüzyılda yaşamış Türk ve Müslüman astronom ve matematikçidir. Yıldız haritalarını günümüz değerlerine çok yakın farkla hesaplayabilmiştir.

Günümüzde tarihe isimlerini yazdırabilmiş Türk bilim adamlarının ülkemiz için hayati önem taşıyan şirketlere ve projelere verilmesi hatırlanmaları veya isimleri meydanlara, caddelere, üniversite binalarına verilerek vefa anlamında onurlandırılmaları tarihimiz açısından son derece önemlidir. İncelediğimizde gördük ki, bu kadar önemli Türk bilim insanlarının isimleri Ay’da verilerek onurlandırılırken maalesef ülkemizde kenarda köşede kalmış bir iki sokak isminin ötesinde hatırlanmamıştır. Milliyetçi olmakla övünen, aşağılamak için caddelerde Türkmen kökenli Suriyeli ve Afşar, Özbek, Türkmen, Kırgız kökenli Afganistanlı arayan tarih cahili vatandaşlara duyurulur. Önce dünya bilimine yön vermiş Türk ilim adamlarına sahip çıkın.

Saygılarımla.