Eskişehirspor’un Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün tarif ettiği gibi; ‘zeki çevik ve ahlaklı efsanesi’ Sinan Alağaç henüz 25 yaşındayken 24 Kasım 1985’de vefat etti. Yarın ölümünün yıldönümü. Büyük Şair Enver Gökçe’nin “Kendisi için bir şey istemezdi/Yatak ölümü beklemezdi/Gitti vadesiz, gencecikken/Yigitken, güzelken, incecikken/Ölüm, adın kalleş olsun!” dizelerinde gibi Sinan Alağaç gencecikken, 1 numaralı formayı ve eldivenlerini öksüz bırakarak aramızdan ayrıldı. 14 Mayıs 1960 tarihinde Eskişehir’de doğan efsane kaleci İlkokulu Ülkü İlkokulu’nda okudu. Spora Mehmetçik Ortaokulu’nda yüksek atlama ve hentbol ile başladı. Atatürk Lisesi’nde atletizme ve hentbol oynamaya devam etti. Katıldığı müsabakalarda Türkiye dereceleri yapıyor, madalyalar kazanıyordu. Aynı zamanda hentbol oynuyordu.

ELİNDE KİTAP EKSİK OLMAZDI
Eskişehirspor’un file bekçiliğini yaparken, elinden kitap hiç eksik olmazdı. Dönemin yöneticileri, Sinan’ın antrenman aralarında, deplasmana giderken hep kitap okuduğunu belirterek, “Örnek bir insandı. Sportmendi” diye onu hep anlattı. Takım arkadaşı Fatih Parmaksız, “Sinan kardeşim bana Rize deplasmanına giderken hava alanında ‘Kan Çanağı ‘adlı bir kitap alıp hediye etmişti. Bu kitabı hala saklarım. Hepimize kitap okumayı özendirmişti. Nurlar içinde yatsın” derken, Ergin Demir, “İyiler hiç ölmez ki... Kitap okuma alışkanlığımı onun sayesine kazandım” diye onu anlattı. ES ES’te başarılı performansı ile dikkatleri üzerine çekti. 4 kez U-21 formasını giydi. A Milli takıma davet edildi. İki A milli maçında yedek kaleci olarak kulübede bekledi. (Erken yaşta hayatını kaybetmeseydi, mutlaka A Milli Forma kaleci formasını sırtına geçirir, uzun süre bırakmazdı.)


CRUYFF’A KARŞI FORMA GİYDİ
2 Haziran 1981 tarihinde Fenerbahçe Atatürk’ün doğumunun 100. Yıldönümü dolayısıyla Avrupa Karması ile özel maç yaptı. O yıl ligde averaj sayesinde küme düşmekten son anda kurtulan Fenerbahçe bu maçta fark yemek istemiyordu. Kalecilerine hiç güvenmiyordu. Ali Sami Yen Stadı’nda yapılan bu özel maç için Fenerbahçe bazı takımlardan sadece bir maçlığına futbolcu takviyesi yaptı. Eskişehirspor’dan Sinan Alağaç, Edirnespor’dan Nurettin Yıldız, Zonguldakspor’dan Volkan Yayın, Beşiktaş’tan Özer Umdu, Lillie’den Engin Verel O gün sadece bir maçlığına Fenerbahçe forması giydiler. Fenerbahçe maçı İsa Ertürk (2) ve Erol Togay’ın golleriyle 3-0 kazandı. Sinan maça ilk 11’de başladı. Başarılı performans göstererek, kalesinde gol yemedi. İkinci yarıda kaleyi Nuretttin’e bıraktı. Nurettin Yıldız o maçtan bir hafta sonra Fenerbahçe’ye transfer oldu. Bir Dünya efsanesi Johann Cruyff’da bu özel maçta Avrupa Karması formasıyla ilk 15 dakika oynadıktan, sonra yerini Bursaspor’un efsane kaptanı Sedat III’e bırakıyordu. Merhum Coşkun Özarı’nın çalıştırdığı Avrupa Karması’nda Cruyff , Panteliç ve Stojkoviç dışında ünlü futbolcu yoktu. Bu takımda yer alan Türk futbolcular da şöyle idi; “Fatih Terim (Galatasaray), Mustafa Denizli (Altay), İlyas Tüfekçi (VfB Stuttgart) Kaleci Malik (Adanaspor) Necdet Ergün (Beşiktaş) Sedat Özden (Bursaspor)” Benim 8 yaşında siyah-beyaz televizyonda izlediğim bu maçı bugün çoğu insan hatırlamaz.


“İYİLER ERKEN ÖLÜR”
Sinan, Eskişehirspor’da oynarken, 1981-1982 sezonunda küme düşmenin üzüntüsünü yaşadı. 1983-1984 sezonunda şampiyon olup, 1. Lige çıkmanın büyük mutluluğunu da doyasıya yaşadı. Kütahya’da askerliğini tamamlayan Sinan, Kasım 1985 ortalarında geri döndü. Eskişehirspor Bolu Abant’ta kamp yapıyordu. Bu kampa katıldı. Üç gün sonra 24 Kasım 1985’de antrenmana çıktı. Hava çok soğuktu. Kendini iyi hissetmediğini söyleyip soyunma odasına döndü, birden fenalaştı. Doktor geldiğinde çok geç olmuştu. Şair Cezmi Ersöz’ün “Birini ay çağırır yanına, öbürünü uçurumlar, bir diğerini denizler… İyiler hisseder önce iyiliklerine bu hayatta yer olmadığını… Ama acı verir onlara iyiliklerini karanlık bir yerde gizlice terk etmek… Bu yüzden ne kadar acı verse de, ait olmadıkları bu dünyayı herkesten daha çok ciddiye alırlar… Geride kalanlar bilmeseler de onların incitilmiş kalpleri sayesinde yaşadıklarını… Sonunda iyiler erken ölür…”dizelerinde olduğu gibi İyi, temiz insan örnek sporcu Sinan Alagaç erken yaşta geçirdiği kalp krizi sonucunda aramızdan ayrıldı.


AĞLARA SİYAH BAYRAK ASTI
O yıllarda 12 yaşındaydım. Onun ölümünün kentte ne kadar büyük yas yarattığına tanık oldum. Her Eskişehirli kendi evladını, kardeşini, ağabeyini kaybetmiş gibi büyük bir acı içerisindeydi. Gözyaşları içerisinde toprağa verildi. Kaleyi ondan devralan Alptuğ, sezon sonuna kadar 1 numaralı formayı giymedi. Sinan’ı kaybetmenin hüznünü yaşayan babası onun adını yaşatmak adına 1978 yılında kurulan Yeşiltepe İlkokulu’na ek bina yaptırır. Milli Eğitim Müdürlüğü Baba Alağaç’ın eğitime yaptığı bu büyük katkıdan dolayı okulun adını Sinan Alağaç olarak değiştirir. Büyük Önder Atatürk’ün tarif ettiği ‘Zeki, çevik ve ahlaklı bir sporcu’ olan Sinan’ın adı daha sonra başka yere taşınan okulda ve Yenibağlar Mahallesi Fabrikalar Sokak’taki bir parkta yaşatılıyor. Şair Cemal Süreya, “Özlemek, ölmekten sadece iki harf fazla be çocuk” demişti. Tüm Eskişehirliler, efsane eldiveni hep özlemle anacak. O’nu asla unutmayacak…

/////////////////////////////////////////

NOSTALJİ

İLK FORMA

KIRMIZI ŞİMŞEKLERİN İLK FORMASI
Eskişehirspor’un ilk müsabakasında giydiği forma siyah kırmızı kalın çubukluydu. Bu formayı ilk olarak 22 Ağustos 1965 tarihinde Şeker Stadyumu’nda Galatasaray ile oynanan hazırlık maçında giydi. O formalı takım, 2. Ligde şampiyon olup birinci lige çıktığı 1965-1966 sezonunda da yine kalın çubuklu formayla sahne aldı. Eskişehirspor’un kurulmasına öncülük eden aynı zamanda ilk yönetim kurulu üyelerinden ve forma renginin Siyah-Kırmızı olmasını öneren merhum işadamlarından Mustafa Doğramacı’nın oğlu olan Murat Doğramacı’nın arşivinden aldığım 31 Ekim 1965’de Eskişehir Atatürk Stadyumu’nda ES ES’in Bursaspor ile oynadığı maçın kadro fotoğrafında Kırmızı Şimşeklilerin üzerinde bu forma yer alıyor. ES ES bu maçta Bursaspor ile 1-1 berabere kalmıştı. 3 Nisan 1966 tarihinde Bursa Atatürk Stadı’nda ikinci yarıda oynanan maçta Bursaspor’u Fethi Heper, Kamuran Yavuz ve Nihat Atacan’ın attığı gollerle 3-1 mağlup ettik. Ve o yıl şampiyon olarak Birinci Lige (Bugünün Süper Ligi) çıktık.

/////////////////////////////////////////

DÜNYA SPOR TARİHİ

MADJER’İN EFSANE TOPUK GOLÜ

1980’li yıllarda Cezayirli bir müthiş yetenek futboluyla herkesi büyülüyordu.  1958 doğumu Mustapha Rabah Madjer ilk olarak 1982 Dünya Kupası’nda dikkati çekti. 1985 yılında transfer olduğu Porto’ya 1986-87 Sezonunda Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’nı kazandırdı. O yıllarda Dünyanın en iyi kalecisi olan Jean-Marie Pfaff’a topuğuyla attığı gol, spor programlarında yıllarca jenerik olarak kullanıldı.

/////////////////////////////////////////

ÇİVİ

Düşünen futbolcu çok koşmaz, çok koşan futbolcu da düşünmez”  Brezilyalı efsane futbolcu Socrates

/////////////////////////////////////////

UNUTULMAZ REPLİKLER

“İyi şut çekmiyorsun, iyi top sürmüyorsun. Ama iyi bir kaleci olabilirsin.” (Zafere Kaçış ) Pele (Onbaşı Luis Fernandez) Slvester Stollene’ye (Yüzbaşı Robert Hatch)  söylüyor.

/////////////////////////////////////////

FIKRA

BU KEZ NİYE VURDUN?

Karı koca kahvaltı yaparken kadın bir anda kocasının kafasına tavayı geçirir.
- Deli misin ya niye vurdun kafama?
- Makineye pantolonunu atarken cebinden Birsen yazılı bir kağıt çıktı.
- Aşk olsun ya hayatım. Birsen geçen gün bahis oynadığımız atın adıydı. Sen ne sandın? İnanmıyorum sana.
- Tamam canım ya özür dilerim acıdı mı?
Üç gün sonra akşam yemeğinde kadın, bu sefer en büyük tava ile kocasının kafasına öyle bir vurur ki adam baygınlık geçirir. Yarım saat sonra adam güçlükle kendine gelir:
- Bu kez niye vurdun?
- Bugün seni at aradı.