Aşçının yemek aşkı nasıl olur diye benim gibi sizin de aklınıza takılabilir...
Öncelikle şu aşçı sözcüğünü açıklamak isterim...
Bazılarınca “aşçıyı” ahçı olarak tanımlayanlarda var ne yazık ki...
Doğru olan “aşçıdır”...yani ahçı hiç değil... Niye değil onunda açıklaması var.
Aşçı kelimesi de Hz. Mevlana’dan gelmektedir.
“Aşa katarsan aşk, olur sana aş...aşa katmazsan aşk olmaz sana aş” Bu sözün açıklaması ise; yapmış olduğun yemeğe sevgini katar isen...işte o yemeğin tadına doyulmaz anlamındadır. Aş kelimesi sadece bir yemek sözcüğü değildir. Esasen “aşk” sözcüğünden gelmektedir.
Bence aşçılık... En kutsal mesleklerin ilk sırasında yer alır.
Aşçılık mesleği uzun soluklu maraton koşucusu gibi sebat ve sabır ister... azim ister... hatta hırslı olmak ve mücadeleci bir kişiliğe sahip olmalı iyi bir aşçı. Bu konuda ahkam kesmiş olmak istemem.
Ben aşçı değilim ama bir aşçı torunuyum... ayrıca Gıda Teknolojisi eğitimi almış bir mühendis ve iletişimci olarak bir çok lokanta ve gıda işletmelerinde sorumlu denetçi mühendis olarak sahada çalışmışlığım da oldu. Ondört yıldır da gastronomi alanı ile ilgileniyorum ve Türk Anadolu mutfağı alanını araştırıyorum... Tabi ki de yazıyorum. Ayrıca konusunda uzman aşçı ve şeflerle görüşüyorum... soruyorum soruşturuyorum.
Özellikle de böyle usta aşçılarla görüşmelerimden ayrıca keyif alıyorum. Bu değerli aşçı ustalarımızdan edindiğim bilgileri de kayıt ediyorum. Ayrıca mesleğine tutkuyla bağlı usta aşçılarımızın yemek aşkıyla nasıl meşakkatle çalıştıklarını da gözlemliyorum. Mesleğinde usta bir aşçı becerikli olmasının yanında disiplinli ve karakterli yaşam tarzıyla kendini kanıtlamış ve saygıyla anıldığını zaten fark edersiniz. İyi bir aşçı mutfağına hakim olan ve beklenmedik durumlarda olabilecek riskleri değerlendirip problem karşısında çözüm üretebilen kişidir benim gözlediğim kadar... En iyi aşçıların da mesleğin duayenleri yanında usta çırak eğitimiyle yetişmiş ve deneyimlerini geliştirmiş aşçılar olduğunu da söyleyebilirim. Mesleğine tutkun aşçı öğrenmeye iştahlı yeniliklere yatkın ve açık fikirli olurlar her zaman. Usta aşçılar yeni menüleri ve geleneksel yemekleri tanıma fırsatı için sıklıkla dışarıda yemek de yerler. Hatta sokak yemeklerinin lezzetlerini tatmak için birazda dışarıda kaçamak yaparlar. Dışarıda yemek yerler iken bir taraftan da sosyalleşme ihtiyacını da giderirler. Böylece yemeğin gerçek köklerinden kopmadan damaklara hitap eden en lezzetli tatları da yakalamaya çaba gösterirler. Açıkçası “yoğun emek sarfetmeden iyi yemek olmaz” sözü usta aşçının düsturudur.
Mutfak kariyerine aşçılık bölümü okuyarak veya özel bir kurumda aşçılık eğitimi alarak yada tamamen alaylı olarak bu aşçılık mesleğine atılmış olanlarda var tabi ki... Ancak aşçılık serüveni bundan sonra başlar...Demek istediğimiz...sadece temel aşçılık bilgileri yetmiyor ayrıca iyi bir ustanın yanında da kendini geliştirip pişmesi gerekir açıkçası...Gastronomi ile ilgili yeni trentleri de takip etmek zorundadır bu uzun soluklu yola çıkanlar. Öncelikle de başka ülkelerin mutfağına özenip oraya hemen yönelmemeli... kendi mutfak kültürünü özümsemiş olmalı... Yaratıcılığını da zorlayıp güzel menüler çıkarmak için emek vermek durumundadır üstelik. Tanıdığım usta aşçılar da gözlediğim kadarı ile başarılı şeflerin Harika yemekler yapmaları yanında özgüvenleri yüksek ve insan ilişkileri de oldukça iyi olduğunu fark ettim. Özellikle bu mesleğe tutkun yıllarını vermiş usta aşçılarla zaman geçirmekten ve sohbet etmekten ayrıca çok hoşuma gider ve keyif alırım.
Bence... Gerçek donanımlı kariyerli bir aşçı, meslek aşkıyla yaptığı her işe sevgisini katan yüreğini koyan kendini geliştiren meslek erbabıdır...