Lemi Atlı 1869 yılında Üsküdar’da dünyaya gelmiştir. Doğumdan hemen sonra annesini, iki yaşındayken de babasını kaybetmiş, ablası ve eniştesinin yanında büyümüştür. Ablası ve eniştesi Lemi Bey’in eğitimine büyük önem vermişlerdir.
Çok küçük yaşlardan itibaren de evlerindeki fasıl ve musiki ortamlarında şarkılara eşlik etmesiyle kabiliyetini gören Sadık Beyin teşviki ile musiki dersleri almaya başlamıştır. İlk hocası Enderuni Vasıf Beydir. Dahiliye Nazırı Reşit Paşa’nın aracılığı ile büyük bestekâr Hacı Arif Bey’in öğrencisi olur. Hacı Arif Bey’den makam, usûl ve feyz dersleri almıştır. Bu birliktelik Hacı Arif Bey’in vefatına kadar da sürmüştür. Lemi Bey için birçok bestekâr muhteşem bir ses olarak söz eder ve kendisine “Boğaziçi Bülbülü” lakabını takarlar. Bu lakap Lemi Bey’in şanına şan katar.
Lemi Bey ilk bestesini 19 yaşında iken “Hüsnüne Edvarı Nazın Şan Senin” bestesi ile başlar ve daha sonra da yüzlerce eser besteler. Bu bestelerden sadece 170 kadarı günümüze kadar ulaşmıştır.
Lemi Bey’in evlilik hayatı sanatı kadar başarılı olmamıştır. Üç kez evlenmiş fakat hiç çocuğu olmamıştır. Her evliliği mutsuzlukla bitmiştir. İkinci eşini çok sevmesine rağmen bu nahif, kibar ve sevecen hali evliliğini yürütmeye yetmemiş ki, eşi bir başkasına kaçmıştır. Aradan kısa bir zaman geçtikten sonra kaçtığı adamın alkolik olması ve kendisine şiddet uygulamasından ötürü çok pişman olmuş ve Lemi Bey’i arar olmuştur. Ortak dostlarına, tekrar Lemi Bey’e dönmek istediğini söylemiştir. Evliliği boyunca kendisine çok çektiren ikinci eşinin bu şekilde mutsuz olduğunu duyan Lemi Bey adeta cevap niteliğinde bu eseri bestelemiştir.
“Bir kendi gibi zalimi sevmiş, yanıyormuş
Duydum ki beni şimdi vefasız anıyormuş
Kalbim gibi feryat ediyor sızlanıyormuş
Duydum ki beni şimdi vefasız anıyormuş”
Bir sonraki hikâyede buluşmak üzere…