Türk Müziğinin son yıllardaki yükselen ismi Derya Özer Bildir Haberes Dergisi Yazarı Cem Aksu ile müzik dolu keyifli sohbet etti.

Derya Özer Bildir; “Kendim gibi Türk müziğine gönül vermiş birçok insan görüyorum ve bundan mutluluk duyuyorum. Aynı zamanda bu müziğin ne olursa olsun devam edeceğine ve gönül verenlerin hep olacağına inananlardanım çünkü çok zengin, çok kıymetli bir müzik kültürümüz olduğuna inanıyorum” dedi.

Bize kendinizden bahseder? Nerede doğdunuz nasıl bir çocukluk geçirdiniz?

1996 yılında 6 kardeşin en büyüğü olarak Cizre'de doğdum. Çocukluğum köyümde geçti. İlk ve ortaokulu Kasrik'te okudum. Daha sonra Siirt ilinde Güzel Sanatlar Lisesi'ni okudum, hem bölüm hem okul birincisi olarak mezun oldum. Ardından 2013 yılında Ankara Gazi Üniversitesi Müzik Öğretmenliği Anabilim dalını dereceyle kazandım, 2016 senesinde Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesinde Müzik Bölümünde Farabi öğrenimi gördüm ve ardından Gazi Üniversitesi'ne döndüm ve mezun oldum.

Müziğe ilginiz ne zaman başladı? Sizi yönlendiren ya da keşfeden biri oldu mu?

Bebeklikten itibaren müzik yeteneğimi ailem keşfetti. Babamdan bağlama çalmaya daha okula gitmeden öğrendim ve o yaşlardan itibaren hem çalıp hem söylemeye başlayınca, öğretmenlerim de okula başlar başlamaz keşfetti elbette. Babam başlarda bizi okula gönderme konusuna, şiddetle karşıydı. (Daha sonra en büyük destekçimiz oldu) Bu nedenle 3 sene geç başladım ancak annemin okuma yazma öğretmesi sayesinde okula başlar başlamaz 1 ve 2. Sınıfı hiç okumadan sınıf atladım. Ve direk 3. Sınıftan devam ettim eğitimime, ilk konserimi de 3. sınıfta bir kermeste tek başıma türküler çalıp söyleyerek verdiğimi hatırlıyorum.

Türk Müziğinin geldiği durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce hak ettiği değeri görüyor mu?

Türk Müziği bana göre bir bütündür. Aynı çatı altında çok büyük farklılıkları olmadan iki tarz olarak görüyorum. Hem halk müziği hem sanat müziğine her zaman çok ilgiliydim. Türk Halk Müziğini çocukluktan itibaren söyledim. Ama lise yıllarımdan itibaren klasik Türk müziği (Türk Sanat Müziği) ile tanışınca kendimi orada da buldum. Ve hem repertuvar hem nazari olarak devamlı kendimi geliştirmeye gayret ettim. Ankara'da, çok kıymetli hocaların öğrencisi oldum ve Türk müziği nazariyatı öğrendim, öğrendikçe daha çok sevmeye devam ettim. Her iki tarzda da elimden geldiğince birbirine karıştırmadan okumaya gayret ediyorum.

 Halk Müziği ve Sanat Müziği dalında birçok yarışmada birincilik aldınız.  En yakın tarihte Kültür Ve Turizm Bakanlığı Genç Ses Türk Müziği Ses Yarışmasında 1.cilik ödülüne layık görüldünüz. Bu konuda neler söylersiniz?

Benim için çok büyük bir gurur ve mutluluk doğrusu. Yıllarca elimden geldiğince sesimi ve icramı daha çok kişiye ulaştırmak ve kendimi tanıtmak adına yarışmalara katıldım. İlk birinciliğim yıllar evvel Türk Halk Müziği dalında olmuştu ama en sonuncusu, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2.si gerçekleşen ve finali İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nde yapılan, eş zamanlı olarak TRT Müzik kanalında canlı yayınlanan ve birbirinden kıymetli sanatçılarımızın jüriliğinde Klasik Türk Müziği dalında birinciliğe layık görüldüm. Bestesi Yorgo Bacanos'a ait kürdilihicazkâr eser, ‘Neşeyle Geçen Ömrümü Eyvah Keder Ettin’i okudum ve bu icra bana büyük bir başarı kazandırdı. Bu eserin bendeki yeri ömür boyu ayrı olacak, daha öncede bu eserle ödül aldım. Doğrusu kendim gibi Türk müziğine gönül vermiş birçok insan görüyorum ve bundan mutluluk duyuyorum. Aynı zamanda bu müziğin ne olursa olsun devam edeceğine ve gönül verenlerin hep olacağına inananlardanım çünkü çok zengin, çok kıymetli bir müzik kültürümüz olduğuna inanıyorum.

Şu sıralar bir Üniversite de eğitimcisiniz aynı zamanda, bununla ilgili neler söylersiniz?

Evet, 1 seneden beridir önceki adıyla Gazi Üniversitesi, şimdilerde ise Hacı Bayram Veli Üniversitesi Türk Devlet Konservatuvarında öğretim görevlisi olarak ders vermekteyim. Ben Gazi Üniversitesi mezunu bir eğitimci olarak, kendim gibi genç ve umut dolu arkadaşlarıma elimden geldiğince öğrendiklerimi aktarmaya gayret ediyorum.

 Koro şefisiniz aynı zamanda. Konserlerde repertuvar seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?

Evet, 2021 den bu yana hem Türk Sanat Müziği hem Türk Halk Müziği olmak üzere iki ayrı koronun şefliğini yürütmekteyim ve o zamandan bu yana birçok konser programı gerçekleştirdik.

Gelecek vaat eden genç bir sanatçısınız. Türk Müziğinde bir solist olarak yapmak istediğiniz şeyler nelerdir?

Türk Müziği çok severek söylüyorum ve uzun yıllar boyunca da bunu yapmak istiyorum, ben hem bir icracı olmamın yanında eğitimciyim de. Hayalim ses sanatçısı olarak bir ömür mesleğimi devam ettirmek ve bunun yanında eğitim de vermeye devam etmek.

Müzik dışında neler yapıyorsunuz?

Hayatım müzikle iç içe doğrusu, çok boş zamanım yok. Üniversite'de öğretim görevlisi olarak ders verirken bir yandan iki tane ayrı koronun şefiğini yürütmekteyim ve 2018 den bu yana Derya Müzik Akademisi'nde şan ve işitme eğitimi dersleri veriyorum. Vaktim oldukça yeni bir eser çalışırım ve müzik dışında yapmayı en sevdiğim şeylerin başında yeni bir film ve dizi izlemek veya antik bir kenti ya da müzeleri gezmek gelir. Zira sanatın her alanına çok ilgim vardır. Dünya ve insanlık tarihine, antik çağlara, teknoloji ve bilime inanılmaz meraklıyımdır, Her yeni bir bilgi benim için yeni bir dünya yeni bir heyecan demek ve devamlı araştırmalar yapan bir kişiliğim var. Şimdilerde sevgili eşim İbrahim Bildir, Paşa ve Mişa adında iki kedimizle küçük yuvamızda müzikle, kitapla, şiirle ve filmlerle geçen bir hayatımız var. Gezmeyi çok severiz.

Eskişehir'e hiç geldiniz mi? Neler söylemek istersiniz şehrimizle ilgili?

Eskişehir'e sadece bir kez bir TV programı çekimi için geldim ve çok sevdim. İnşallah ilk fırsatta sizleri ziyaret etmek isterim.