Yaptığı başarılı çalışmalarla şehirde büyük bir fark yaratan Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Nuray Akçasoy Haberes Dergisi’nin Ocak 2023 sayısına konuk oldu.

Haberes Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ayhan Aydıner’e samimi açıklamalarda bulunan Akçasoy; “Dünya günden güne fosil yakıt, özellikle kömür üretim ve kullanımını bırakırken yaşanılabilir şehirlerarasında sürekli üst sıralarda yer alan Eskişehir’imiz ve dört bir yanı güzelliklerle kaplı ülkemizin hiçbir şehri, tüm dünyanın vazgeçtiği bu akılsız ve bilim dışı projeleri hak etmiyor” dedi.

 Eskişehir Kent Konseyi’nin yapısından bahseder misiniz?

Eskişehir Kent Konseyimiz yerel yönetimlerimiz, kamu kurumlarımız, üniversitelerimiz, Eskişehir Baromuz, Sanayi Odamız, Ticaret Odamız, sendikalarımız, akademik meslek ddalarımız, muhtarlarımız, Sivil Toplum Kuruluşlarımız gibi kent yaşamını doğrudan etkileyen yönetim yapılarının sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal dayanışma, şeffaflık, hesap verebilirlik, katılım ve yerinden yönetim gibi temel prensipler çerçevesinde kenti ortak akıl ve uzlaşı ile yönetmelerine imkân veren demokratik bir yapıdır. Her kesimi kucaklayan çok aktörlü bir yapı olması nedeni ile güzel şehrimizde kentsel yaşam kalitesini etkileme kapasitesi çok yüksek olan Eskişehir Kent Konseyimiz, hiçbir gruba ayırımcılık yapılmadan daha iyi yaşanabilirlik koşullarının herkes için ama öncelikle engelli, kadın ve genç hemşehrilerimiz için sağlanması amacıyla Genel Kurul Üyelerimiz ile karşılıklı iletişime dayanan, etkili ortaklıklar ve işbirliği içerisinde çalışmalar gerçekleştirmektedir. Eskişehir Kent Konseyimizin çatısı altında Yürütme Kurulumuz, Meclislerimiz, Çalışma Gruplarımızda tamamen gönüllük esasıyla bir araya gelerek görev alan, destek veren herkes, kentimizde yerel demokrasinin gelişmesi için gereken “ortak akıl” hareketinin birer elçisidir.

 

Kent Konseyleri kentlerin hangi sorunlarıyla ilgilenir?

Öncelikle şunu söylemek isterim, günümüzde kentlerimizin meseleleri çok boyutlu ve bu meselelere köklü çözümler üretebilmek için bütüncül bir yaklaşım gerekiyor. Yani kentsel sorunları tek başına bir kurumun çözmesi veya etkili çalışmalar yapması artık çok mümkün değil. İş birliklerine ihtiyaç var. Bireysel çabalara ve geleneksel yöntemlere elbette ki hâlâ ihtiyaç var. Ancak bunun yanında kentlerimizin sürdürülebilir gelişimi adına daha uzun süreli, stratejik ve planlı çalışmalarla, daha kalıcı çözümler geliştirmek ve toplumsal beklentilere cevap verebilmek için tüm kurum ve kuruluşlarımızın Kent Konseyleri ile işbirliklerinin geliştirilmesi çok daha önem arz etmektedir. Sorunlara değil çözümlere odaklanan Eskişehir Kent Konseyimizde Kadın Meclisimiz, Gençlik Meclisimiz, Engelli Hakları Danışma Kurulumuz, Mahalle Meclislerimiz, Çevre-Sağlık, Kültür- Sanat, Hayvan Hakları, Bağımlılık, İş Sağlığı ve Güvenliği, Turizm, Pazar Yerleri, Spor Çalışma Gruplarımız ile gerçekleştirdiğimiz veya gerçekleştirmeyi planladığımız tüm çalışmalarımızda, güzel şehrimizin  sürdürülebilir gelişimi için toplumsal hayatımızı zenginleştiren tüm renklere ve seslere, her düşünceye ve yaklaşıma eşit mesafede, uzlaştıran, katılımcı bir anlayışla hareket ediyoruz. Şehirle ilgili her konuda hemşehrilerimizin doğru bilgilenmelerine çok önem veriyoruz. Yaptığımız tüm çalışmaları sadece yaşadığımız günleri düşünerek değil, gelecek yıllarda gelecek nesillerin sağlıklı bir çevrede yaşayabilmelerine katkıda bulunabilmek için gerçekleştirmekteyiz. Çalışmalarımızın tümünü saymaya kalkarsam sanırım sayfalarınız yetişmeyecek ancak tek bir konuyu önemle vurgulamak isterim ki; ülkemizde utanç verici insan hakları ihlali olan şiddet olayları artarak devam ettiği sürece, eşitliğe, kalkınmaya dair gerçek bir ilerleme sağlayacağımızı iddia edemeyiz. Kadınlarımızın ve geleceğimiz olan çocuklarımızın, sağlık çalışanlarının, sanatçıların özetle hiç kimsenin şiddete – istismara uğramadığı, öldürülmediği, yok sayılmadığı bir Türkiye için mücadelemizi sürdürmeye kararlılıkla devam edeceğiz.

Eskişehir Kent Konseyi ilçelerimizde de Kent Konseyleri Kurulması için çalışmalar gerçekleştiriyor mu? Bu konuda neler düşünüyorsunuz?

Öncelikle kırsaldaki ilçelerimizin kalkınma uygulamalarında merkezden yönetim yaklaşımı değil, tabandan-tavana yaklaşımı ve yerinde katılımcı kalkınma anlayışının benimsenmesi gerektiğine inanıyoruz. Çünkü günümüzde kırsal kalkınma artık sadece kamusal bir hizmet alanı olmaktan çıkmış ve toplumun tüm kesimlerinin ortak uğraşısı haline gelmiştir. İnanıyorum ki kırsal ilçelerimizde özellikle tarımın, hayvancılığın gelişmesi ve kalkınmanın sağlanması ancak ortak akıl ile oluşturulacak sürdürebilir politika ve stratejilerin ortaya konulması ile olacaktır. Şehrini seven, düşünen, gelişimi ve değişimine destek olmak isteyen kent konseyi gönüllüleri olarak bizlerin öncelikli görevi ve ödevi; cesur, birleştirici, ilkeli, dost ve samimi duruşumuzla şehrimize faydalı hizmetlerde bulunurken, ilçelerimizin de gelişmişlik düzeylerine katkıda bulunmaktır. İlçe Belediye Başkanlarımız da bu konuda bize destek oluyorlar. İlk olarak Mihalıççık Kent Konseyimizin kurulmasına destek olduk şimdi sırada Alpu, Seyitgazi ve diğer ilçelerimiz var.

Eskişehir Kent Konseyi Alpu Ovası’na kurulmak istenen termik santral gibi kentin en önemli sorunlarında güçlü bir tavır aldı.  Sonuna kadar mücadele etti. Yaptığınız bu çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?

Bu çok uzun soluklu bir mücadeleydi. 2017 Ekim’inde kucağımızda bulduğumuz bir konuydu bu. Bakınız, Eskişehir’de kurulmak istenen termik santral ve beraberinde Sevinç Köyünde kömür madeninin çıkarılmaya çalışılması ile son derece tehlikeli bir iş yapıldı. Ayhan Bey, dünya günden güne fosil yakıt, özellikle kömür üretim ve kullanımını bırakırken yaşanılabilir şehirlerarasında sürekli üst sıralarda yer alan Eskişehir’imiz ve dört bir yanı güzelliklerle kaplı ülkemizin hiçbir şehri, tüm dünyanın vazgeçtiği bu akılsız ve bilim dışı projeleri hak etmiyor. Eğer bu projeler hayata geçseydi birçok ürünün yetiştiği kıymetli Alpu Ovamızda tarım ve hayvancılık büyük zarar görecekti. Kömür Partikülü ile dolu meralardan beslenen hayvanlar hastalanacaktı. Eskişehir kent merkezine olan yakınlığı nedeniyle havamız, suyumuz, toprağımız kirlenecekti. Maalesef ki günden güne azalan, başta Porsuk olmak üzere bölgedeki su kaynaklarımız da zarar görecekti. Kısacası şehrimizde çok büyük çevre sorunlarına yol açacaktı.

“Bu bir başarı hikâyesidir”

Eskişehirlilerin ve bölgede yaşayan hemşerilerimizin hassasiyeti, kömürlü termik santrale karşı verilen mücadelede büyük önem taşıdı. Bu konu ile mücadele eden başka şehirlerimizden çevrecilerimiz ile görüşmeler gerçekleştirdik. Onlar bize nasıl mücadele ettiklerini anlattılar. Ve biz öncelikle bir araya gelmek zorunda olduğumuzu öğrendik, bir platform kurduk. Kent Konseylerimiz, Eskişehir Büyükşehir Belediyemiz, Tepebaşı Belediyemiz, Odunpazarı Belediyemiz, İlçe belediyelerimiz, Baromuz, Akademik Meslek odalarımız, kırsal muhtarlarımız, sendikalarımız ve bölge halkımız ile hep birlikte hareket ettik. Yörenin halkını bilinçlendirme toplantıları düzenledik. Bu toplantılar çok da kolay olmadı. İtham edildiğimiz zamanlar da oldu. Ama sonuç olarak bölge halkı; kömürlü termik santralin güzelliğini anlatanlara rağmen bilinçlendi.

Kentimizde yaşayan vatandaşlarımızdan on binlerce dilekçe toplandı. Çok iyi hazırlanılarak bir hukuki süreç yürütüldü. Özetle Verdiğimiz mücadele, yalnızca hukuki olarak değil yerel halkın örgütlenmesi, diğer çevre hareketleriyle dayanışma ve sahadaki çalışmalarda kullanılan taktikler açısından da diğer termik santral karşıtı mücadelelere örnek oluşturdu.   Bu mücadele, bence örnek bir dosya olarak çevrecilerin hep önünde olacak. Bütün Eskişehir’e bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum, Türkiye’ye örnek olacak bir süreci hep birlikte sürdürdük ve Eskişehir Kent Konseyi olarak ilk günden bu yana olduğu gibi süreci bundan sonra da yakından takip edeceğiz.

Eskişehir Kent Konseyi’ne geri dönüşler nasıl, insanlar sizi nasıl değerlendiriyor?

Bu konu hakkında benim bir değerlendirme yapmam ne kadar doğru ve gerçekçi olur bilemiyorum ancak Sabancı Üniversitesi Politikalar Merkezi’nin bizden habersiz olarak yaptığı değerlendirmede Türkiye’nin en başarılı kent konseylerinin başında geldiğimizi ifade etmeleri bizleri mutlu etti. Marmara Üniversitesi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi, İstanbul Aydın Üniversitesi gibi üniversitelerimizin yaptığı değerlendirmelerinde de aynı sonuçları görmek bizlere şevk veriyor. Genel Kurul Üyelerimiz ile karşılıklı iletişime dayanan, etkili ortaklıklar ve işbirliği içerisinde yürüttüğümüz çalışmalarımıza hemşerilerimizin gösterdiği yoğun ilgi de bir şeyleri doğru yaptığımızın göstergesi sanırım.

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in Kent Konseyine bakış açısı nasıl?

Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Yılmaz Büyükerşen bizlere her zaman “Kentsel yaşam kalitesinin artırılması ile ilgili çalışmalar sadece yerel yönetimlerin ve sorumlu idarelerin görevi olarak görülmesi halinde bunu başarmak güçleşecektir. Bu durumda insanlar kendi yaşam alanlarını evlerinin içine sınırlayıp, onu güzelleştirmek üzere çabalarken, evin hemen dışı olan sokak, mahalle ya da semtin güzelleştirilmesi için hiçbir sorumluluk hissetmeyecektir. Bu nedenle Kentlerimizde belli bir kalite düzeyinin yakalanması için toplumsal bilinç, sahiplenme ve farkındalık ile kolektif bir çabaya ihtiyaç vardır” der. Bu düşünceden hareketle toplumsal beklentilere cevap verebilmek için, Kent Konseyimiz ile işbirliğine çok önem vermesi ve desteğini hiçbir zaman eksik etmemesi bizler için çok kıymetli. Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Yılmaz Büyükerşen’e gönüllülerimiz ve şahsım adına ne kadar teşekkür etsem azdır.

Sizce Eskişehir’in en büyük sorunu nedir?

Bana göre dünyamızın ve dolayısıyla şehrimizin en büyük sorunu iklim krizi. İklim krizinin sonucu olarak kullanılabilir doğal su kaynaklarımız ile su ihtiyacı arasında giderek büyüyen açık nedeniyle su kaynaklarımızı ve beraberinde tabiatı korumak için yüksek bir seferberlik duygusuyla çalışmaktan başka seçeneğimiz yok. Artık su kaynaklarımızı korumak adına yapılacak çalışmalar her zaman söylediğimiz gibi bir tercih olmaktan çıkarak, zorunluluk haline gelmiştir. Ancak bu sorun, ne yalnızca bilim dünyasının ne yerel yönetimlerimizin ne de sivil toplum kuruluşlarımızın tek başına altından kalkabileceği bir sorundur. Önlem almak için, aramızdaki diyaloğu arttırmalı ve mesajımızı her kulağın işitmesini sağlamalıyız. Gün gelip de tabiat harikalarımızın, bir varmış bir yokmuş diye başlayan masallara karışmaması bu çabaya bağlı. Eskişehir’in önemli sorunlarından bir diğeri ise çevre yolumuzdur. Mevcut çevre yolu artık sabah akşam sıkışık trafiğin yükünü asla kaldırmıyor, sürekli kazalar yaşanıyor. Yıllardır ilgili bakanlıklar tarafından planlarının hazır olduğu söylenen kuzey ve güney çevre yollarının acilen yapılması gerekmektedir. Bunun yanında şehrimizde 1989’da Anadolu Üniversitesi’nin bütçesi ile Türkiye'de sivil havacılığa büyük katkı sağlayarak Eskişehir’i sivil havaalanına kavuşturan Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen tarafından yapılan ve yıllardır dış hat uçuşlarının yanısıra iç hat uçuşlarını da talep ettiğimiz havaalanımız da iç hat seferleri de aktarmalı uçuşlarla desteklenerek havalimanımızın pistlerinden, terminaline, otoparkından, apronlarına kadar her şeyi iyileştirilmeli ve kargo taşımacılığında da kullanılarak daha da işlevsel hale getirilmelidir.

2018 seçimlerinde Milletvekili adayı oldunuz. 2023 seçimlerinde aday olmayı düşünüyor musunuz?

2018 seçimlerinde 3. sıra milletvekili adayı olmak nasip oldu ve benim için onur vericiydi. Çok mücadele ettik ancak kıl payı ile kaçırdık. Bunun birçok sebebi var. Bu dönem için evet benim bir aday adaylığım söz konusu olur. Bu mecrada da ben bir kadın olarak aday olmayı arzu ederim.

Türk kadınının siyasetteki yeri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bu konuda söylenecek çok şey var tabii, sayfalar dolusu yazılabilir. Ancak özetle ülkemizdeki kadınların siyasetin nesnesi olmaktan çıkarak öznesi duruma gelmesi ve getirilmesi gerekmektedir. Ne yazık ki ülkemizde 20 ilde hiç milletvekili çıkmamış. Bu tam da bir demokrasi sorunudur. Kadınlar toplumsal yaşantının pek çok alanında erkeklerle eşit haklara sahip olmak için hala hak mücadelelerini sürdürüyorlar. Kadının geleneksel ev kadını, annelik rollerinin bulunması, eğitimde fırsat eşitliğinden hala yararlanamıyor olması, toplumsal baskılar, ekonomik yetersizlikler gibi kadının siyasette erkeklerle eşit düzeyde yer alabilmesinin önündeki en büyük engeldir. Oysaki ülke nüfusunun yarısı kadın ve fırsat eşitliği sağlandığında kadınlar her sorumluluğu alır ve her görevi layıkıyla yerine getirir.

 Sizce Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayı kim olmalı?

Altılı Masa, Millet Masası çok değerli. Ülkemizin kuruluşunun 100. Yılında başta adalet sistemi olmak üzere geçiş süreci yol haritasını oluşturdular ve sağlam adımlarla bu birlikteliği sürdürüyorlar. Bu birlikteliğin doğmasının ve geliştirilmesinin mimarı Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Bürokraside oldukça deneyimli, dürüst, çalışkan, demokrat ve erdemli bir insandır. Bu görevi de layıkıyla yerine getireceğine inanıyorum.

Nuray Akçasoy nasıl bir çocuktu? Çocukluk yıllarınızda en büyük hayaliniz neydi?

Oldukça hareketli, yerinde duramayan, fazlaca meraklı sürekli soru soran bir kız çocuğu. Biraz daha büyüdüğümde de mahallenin çocuklarıyla sürekli bisiklete binen, hatta erkek çocuklarıyla futbol oynayan, bacakları yara bere içinde kıpır kıpır bir çocuk. O dostluklar, apartmanımızdaki komşuluk ilişkileri, art niyetsiz, samimi aile oturmaları, büyükler, anneanneler, babaanneler, tertemiz duygular büyüdüğümüz harika yıllar. Kendimi hep çalışan bir kadın olarak hayal ettim.

Hayatınızdaki kırılma anı neydi?

1980 yılının Eylül ayında çok genç yaşta ve ani bir şekilde babamı kaybettik. Ailemiz için çok büyük bir acıydı bu. Çok güzel bir baba-kız ilişkimiz vardı. Demokrat bir insandı. Babamın bu ani vefatı beni çok derinden etkiledi.

Nuray Akçasoy en son ne zaman ağladı?

Şu anda düşündüğümde, sosyal medyada Aralık ayında paylaşılan Konya Hayvan Barınağındaki izlemeye bile dayanamadığım vahşet dolu görüntüler gözyaşlarına boğulmama sebep oldu.

En çok neye kızarsınız?

Haksızlık, düzensizlik, yapılan işlerde özensizlik.

En çok neye gülersiniz?

İnce esprilere gülerim doğrusu.

Asla yapmam dediğiniz bir şey var mı?

Yalan söylemekten korkarım ayrıca kolay yalan söyleyen insandan da korkarım. Haksızlığa tahammül etmekte zorlanırım.

Hangi konu açıldığında sıkılırsınız?

Sıkılmam. Benim ilkem şöyledir; Saklamak değil, paylaşmak olsun özün. Eleştirmek değil, çözüme yardımcı olmak olsun sözün. Yıkmak değil, yapmakta olsun gözün. Saldırmak değil, sarılmaktır çözüm.

Nuray Akçasoy zor bir insan mıdır?

Bilmem, zor bir insan mıyım acaba! Eşime ve çevremdeki insanlara sormak gerekir herhalde. Zor taraflarım vardır mutlaka.

Haberes okurlarına son bir mesajınız var mı?

Öncelikle bana bu güzel dergide yer verdiğiniz için size çok teşekkür ediyorum. Benim bu seneye dair kocaman aydınlık bir umut var içimde... İnanıyorum ki 2023 yılı sadece kendisi için değil, herkes için adalet isteyenlerin, zulme karşı direnen kadınların, demokrasiyi savunanların, işçilerin, esnafın, emeklilerin, üreticinin yılı olacaktır.