Uzun yıllar TRT’de seslendirdiği birbirinden güzel şarkılarla öne çıkan Ayşe Taş Haberes Dergisi’nin 41'nci sayısına konuk oldu.

Yazarımız Cem Aksu’ya çarpıcı açıklamalarda bulunan Ayşe Taş; “TRT’nin şu anki kadrolu sanatçıları sadece günü kurtarmak için çalışıyorlar.  Sanat adına yapılan herhangi bir çalışma yok. TRT Televizyon da zaten artık sanata dair kültürel hiçbir çalışma yapmıyor.  İki, bilemediniz üç sanatçıları var, (Şayet adına sanatkâr denilirse…) Dışardan program yapıyor, TRT’ye satıyorlar” dedi.

Ayşe Hanım merhabalar. Hoş geldiniz dergimize, okuyucularımıza kendinizden bahseder misiniz? 

Merhabalar Cem Bey. Kolay gelsin. Öncelikle, derginizde bana yer ayırdığınız için sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Ben 1955 yılında, Ordu’nun Ünye ilçesinde doğdum.  Annem, ben iki yaşımda iken hayata gözlerini yummuş. Ölmeden önce beni teyzeme emanet etmiş. Teyzem evlenirken enişteme kendisinde emanet bir kız çocuğu olduğunu, eğer bu şekilde kabul ederse, kendisi ile evlenebileceğini söyler. Eniştem de kabul eder. Eniştem İstanbul’da yaşamaktadır. Dolayısı ile İstanbul’a gelinir. Askere gitmeden birkaç zaman önce Eniştemin gözlerinde görme bozukluğu olur. Askere gidemez. Babası, onun moralini düzeltmek için bir enstrüman çalmasını, yani bir uğraş edinmesini ister. Önce bir UD alırlar. Öğrenmek için,  Selahattin Erköse’ye gider ama, umduğu gibi olmaz. “Yaşın geçmiş, öğrenemezsin” yanıtını alır. Daha sonra bir keman alırlar. Eyüp’te Ali Nihat Karamemişoğlu isimli Hoca ile tanışırlar. Ali Nihat Hocanın gözleri çiçek hastalığı geçirdiği için görmüyordu ne yazık ki. Babam (yani Eniştem) onunla birkaç zaman çalıştıktan sonra bir gün  “Baba ben de seninle geleceğim” deyip peşine takıldım. Serüvenim böyle başladı. Babam evde keman çalmaya çalışırken, bende ona bildiğim Türkü ve şarkılarla eşlik etmeye çalışıyordum. Bu arada, henüz okula gitmiyordum. Okuma yazmayı evde öğrendim. Ali Nihat Hoca beni yetenekli buldu ve ilk dersimiz böylece başladı. 

Tür Müziğinin günümüzde ki durumunu nasıl değerlendiriyor sunuz? Sizce hak ettiği yerde mi? 

Türk Müziği şu anda bulunması gereken yerde değil.  Sebebi, yeni yetişen nesle bu kültürü aşılayamamamız. Bütün Sanatçılarımız işin kolayına kaçıyorlar. Tribünlere oynama sevdasındalar.  Özellikle TRT’nin şu anki kadrolu sanatçıları sadece günü kurtarmak için çalışıyorlar.  Sanat adına yapılan herhangi bir çalışma yok. TRT Televizyon da zaten artık sanata dair kültürel hiçbir çalışma yapmıyor.  İki, bilemediniz üç Sanatçıları var, (Şayet adına Sanatkâr denilirse…) Dışardan program yapıyor, TRT’ye satıyorlar. TRT otomatiğe bağlamış durmadan onları dinletiyor. Arşivinde 30- 40 bin eser olan kurumun Sanatçıları, 50-100 tane eserin etrafında dolanıp duruyorlar. TRT Müzik biraz daha kaliteli. Özel televizyonların zaten TSM’ye hiçbir katkısı yok. Evlenme programları, yemek programları, gelin-kaynana gibi saçma sapan programlar… Eleştirdiğinizde de ‘seyretmeyin’ diyorlar.  Yani anlayacağınız TSM üvey evlât muamelesi görüyor. Biraz biraz TSM Koroları ile toparlamaya çalışılıyor ama, oralarda da bir yozlaşma var. Şeflerin çoğu, artık işin cılkını çıkardılar. Koroların birçoğu, düğün salonları, ya da gazino ortamına çevrilmiş. Birkaç Koro dışında hiçbir ciddiyet yok maalesef. Toparlanıp, kendimize gelmezsek TSM’yi el birliği ile öldüreceğiz. Durum bu… 

Amatör Koroların Müziğimize olan etkisi ne şekildedir? 

Günümüzde korolar müziğe hizmet etmeye çalışıyorlar ama, sadece “Koro ayakta dursun” diye çalışma yapanlar var. “Aman kimse korodan ayrılmasın, herkes istediği gibi davransın, istediği soloyu yapsın…” Korolar böyle olmamalı. Daha disiplinli, daha sanatsal olmalı. Korintler, aidat ödüyorlar diye her istedikleri olmamalı. Koro çalışmalarının amacı, sadece konser verebilmek için değil, bir şeyler öğrenmek, kişilerin kendilerini yenilemeleri için çalışmak olmalı.  Bu da Şef arkadaşlarımızın ve Korintlerimizin titiz davranmaları ile olur diye düşünüyorum.  

 Ülkemizin en önemli yorumcularından birisiniz.  Son dönemde yapılan besteleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Klasik üsluptan uzaklaşıldım sizce? 

Beste yapmak duygu işidir. Bestekârın o anki duygularının yansımasıdır. Bazen söz ve müzik aynı anda çıkabilir, bazen de güzel bir güfte yakalayıp bestelenebilir.  Günümüzde çok değerli bestekârlarımız var. Ayırım yapmamak için isim vermeyeceğim. Besteler herkes tarafından beğenilsin diye oluşur ama her zaman her eseri beğendirebilmek mümkün değil. Kimileri klasik eser sever, kimileri Fantezi, kimileri Arabesk… Yeter ki dinlerken keyif alabilelim, o nedenle ayrım yapmak doğru olmayabilir. Günümüzde bazı bestekârlarımız öyle güzel klasik eserler bestelemişler ki! Ama nedense, hiçbir sanatçı söylemiyor. Söylenmeyince de kimse duymuyor ve benimsenmiyor. Yani, iş yine biz sanatçılara düşüyor. Ben kendi adıma gayret ediyorum. O nedenle sanat adına vicdanım rahat. 

 Türk müziğine gençlerin ilgisi nasıl? Korolarınızda genç sesler var mı?  Gençlere daha çok ulaşabilmek için neler yapmalı sizce? 

Gençlerimize sevdirebilmek için, kendi adıma çabalıyorum. Herkes ayni gayreti gösterirse gençlerimize sevdirmemek mümkün değil. Korolarımda genç pırıl pırıl öğrencilerimiz var. Çok da gayretliler. Onları gördükçe ümidim artıyor. Çünkü onlar, her anlamda yarınlarımızın aydınlık yüzü ve geleceği. 

 Son dönemde yapılan besteleri nasıl değerlendiriyor sunuz? Repertuvarınıza alıyor muşunuz? 

Son dönem bestekârlarımızın müziğimize hizmetlerini hafife almamak gerek.  Onlar üretiyorlar ama bizler yeniliğe çok açık olmadığımız için tüketemiyoruz. Bütün görev bize düşüyor aslında. Tabi bu arada her bestekârın tarzı farklı. Her çiçeğin ayrı ve kendine has kokusu olduğu gibi. Her Bestekârın duygularına saygı duymak gerekir.  

Tabi ki çoğu zaman yeni bestelere yer veriyorum. 

 Müzik ile ilgilenen ve bunu meslek edinmek isteyenlere neler tavsiye edersiniz? 

Gençlere tek tavsiyem, 60 yıldır bu mesleği icra eden birisi olarak disiplinli bir şekilde yılmadan çalışmalarıdır. Çünkü disiplin önemlidir. Her şeyden önce, hangi meslek olursa olsun, onu sevmeleri gerekir. 

 

Şimdilerde neler yapıyorsunuz? 

2008 yılında TRT kurumundan emekli oldum. Bir vesile ile Ankara’da koro çalıştırmaya başladım. Zaman zaman yurt içi ve yurt dışında konserlere katılıyorum. Nefesim ve ömrüm yettiği yere kadar Musikiye hizmet vermeye gayret edeceğim. 

 Eskişehir’e daha önceleri geldiniz mi? Neler söylemek istersiniz şehrimizle ilgili 

Eskişehir’e 3-5 sefer geldim. Her geldiğimde de çok değişik, çok gelişmiş buldum.  Son zamanlarda pek yolum düşmedi ama inşallah bir vesile ile gelme şansım olur. Çibörek yerim inşallah. 

Bu müstesna derginizin sayfasında bana yer ayırmanız büyük bir nezaket. Sanata ve Sanatçıya ne kadar değer verdiğinizin kanıtıdır. Sonsuz teşekkür ederim.  Yolunuz aydınlık, şansınız bol olsun.