Türk Sanat Müziğinin TRT kökenli sevilen sanatçısı Esra İçöz, Haberes Dergisi’nin 29’uncu sayısında Cem Aksu ile müzik dolu keyifli sohbet yaptı.

Esra İçöz; “Türk Müziği geleneksel bir müzik olsa da birtakım yeniliklere açık olmak gerektiğine inanıyorum. Yenilik derken elbette ki orijinalliğini bozmak, yozlaştırmaktan bahsetmiyorum. En basit örneği şöyle verebilirim; bir Rock grubu bir Tatyos Efendi’nin şarkısını kendi tarzında yorumladığı zaman o şarkı bütün gençlerin dilinde dolaşıyor. Halbuki o şarkı belki 100 yıl önce bestelenmiş” dedi.

 Esra hanım merhaba. Söyleşimize hoşgeldiniz. Bize kendinizden bahseder misiniz? Nerede doğdunuz nasıl bir çocukluk geçirdiniz?

Merhabalar, Çok teşekkür ediyorum öncelikle ve değerli okuyucularınıza sevgilerimi sunarak başlamak istiyorum sohbetimize. İstanbul’un Üsküdar ilçesinde doğdum. Konyalı bir ailenin 6. ve son çocuğu olarak dünyaya geldim. Evin en küçüğü olunca da oldukça ilgiyle ve sevgiyle büyüdüm.

Müziğe olan ilginiz ne zaman başladı? Sizi yönlendiren birileri oldu mu? Ailenizde müzikle ilgilenen var mıdır?

Çocukluğuma dair şu an aklıma gelen ilk resim, sabah uyanır uyanmaz bahçeye çıkıp şarkılar söylemeye başlayan, bu şekilde mutlu olan bir kız çocuğu olduğum. En çok söylediğim şarkı da Ajda Pekkan’ın Petrol şarkısıydı hatta. (Komşularımızı biraz bıktırmış olabilirim) İlkokul öğretmenim bu ilgimi ilk fark eden kişilerden biriydi. Hatta konservatuvar eğitimi almam gerektiğini bu yolda ilerleyebileceğim bir yeteneğim olduğunu ilk o fark etmişti. Ben içimdeki hevesin, coşkunun farkındaydım ama yeteneğim olup olmadığını ayırt edemiyordum ne de olsa. Sonrasında; Üsküdar Musiki Cemiyetine kaydolarak ilk ciddi adımı atınca ağabeylerimden çok destek gördüm. Annem ve babam pek sıcak bakmamışlardı o yıllarda açıkçası ama babam çok yetenekliydi. Hatta yıllar önce Konya’da yaşarken köye müzisyenler gelmiş. Babam onları izledikten sonra sabaha kadar marangozhaneye kapanıp, kendi başına gördüğü bağlamanın aynısını yapmış ve çalışıp çalmayı öğrenmiş.

 Türk Müziğinin günümüzdeki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce hak ettiği yerde mi?

Gönül isterdi ki tüm yayın kuruluşları Türk Müziği yayınları yapsa, eserleri yayınlasa. Ama maalesef TRT ve Kültür Bakanlığı Koroları dışında Türk Müziğine pek fazla yer verilmiyor. Ya da sadece özel günlerde akla geliyor. Ama Musikimiz elbette kültürümüzün en değerli hazinelerinden biridir. Gelecek nesillere en güzel şekilde ulaşacaktır.

 Türk Müziğinin genç kitlelere ulaşması için neler yapılmalı?

Türk Müziği geleneksel bir müzik olsa da birtakım yeniliklere açık olmak gerektiğine inanıyorum. Yenilik derken elbette ki orijinalliğini bozmak, yozlaştırmaktan bahsetmiyorum. Ama belki farklı enstrümanların birlikteliği belki yorum farkıyla bizim müziğimize ilgi duymayan gençlerin hatta çocukların bile dikkatini çekebilecek minik dokunuşlar yapılmalı diye düşünüyorum. En basit örneği şöyle verebilirim; bir Rock grubu bir Tatyos Efendi’nin şarkısını kendi tarzında yorumladığı zaman o şarkı bütün gençlerin dilinde dolaşıyor. Halbuki o şarkı belki 100 yıl önce bestelenmiş.

 Amatörlükten TRT’ye uzanan süreçte nasıl çalıştınız, kendinizi nasıl geliştirdiniz?  Bunun için özel bir çalışma tekniği var mıdır?

Ben bu yolda çok kararlı yürüdüğüme inanıyorum. Üsküdar Musiki Cemiyeti’ne başladığım andan itibaren tek hedefim İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuvarına girmekti ve sadece okulun sınavlarına girdim. (O zamanlar üniversite sınavı 2 basamaklıydı ben 2.sine hiç girmedim bile) Ses Eğitimi ve Temel Bilimler bölümlerini kazandım. Ve Ses Eğitimi Bölümüne kaydoldum. En büyük hayalim de TRT Sanatçısı olmaktı tabi ki. Okula başladığım yıl hazırlık sınıfındayken TRT kurumu Amatör Ses yarışması düzenlemişti. Her yıl düzenlenirdi bu yarışmada İstanbul Bölge Birincisi oldum ve böylelikle İstanbul Radyosunun kapısını aralamış oldum. Özel bir çalışma demeyelim ona ama hedefinizi doğru bir şekilde belirlemek en önemlisi bence. Çünkü ona ulaşmak, belirlediğiniz yolu doğru katetebilmek için attığınız her adım kendinize geleceğinize vereceğiniz en güzel ödül diye düşünüyorum. Sanat yolunda hayal ettiğiniz yerde misiniz? Bundan sonraki süreçte planlarınız nelerdir?

Az önce de söyledim benim en büyük hayalim mesleğimi TRT çatısı altında icra etmekti. Çok şanslıyım ki bu hayalime kavuştum evet. Ama bundan sonrası için daha çok üreteceğim, paylaşacağım güzel projeler hazırlamak istiyorum. Bu konuda biraz tembel davrandım sanırım. Kendime de eleştiri yapmış olayım.

Albümlerinizden bahseder misiniz bizlere?

İlk albümüm “İstanbul’a Veda” 2007 yılında yayınlandı. Türk Müziği eserlerinin ağırlıkta olduğu bir albümdü. Beni üzen bir süreç yaşadığım için uzunca bir süre yeni bir çalışma yapmamıştım. Özel albümlerde yer aldım fakat bireysel bir çalışma yapmadım. Ta ki, geçen yıl yayınladığımız “Oyun Bitsin” e kadar. Farklı tarzda bir şarkı oldu. Ben yüreğimde sıcaklık hissettiğim tüm müzikleri seslendirmeyi seviyorum. Müziğin renklerini seviyorum. İlerleyen günlerde de sürpriz eserler seslendireceğim İnşallah.

 

Amatör koroların Türk Müziğine etkisi nedir?

Amatör koroların da Türk Müziğine katkısının büyük olduğunu düşünüyorum. (Tabi ki çok önemli bir ayrıntı var işinin ehli hocalar eşliğinde olmalı) Bir kere farklı yaşlardan, farklı meslek gruplarından insanların musiki ortak paydasında birleşmeleri ortaya güzel şeyler koymaları çok kıymetli. Her şehirde, her ilçede çoğalmasını diliyorum.

 Tavır ve üslup açısından örnek aldığınız sanatçılar kimlerdir?

Öğrencilik zamanımda en çok dinlediğim sesler Sabite Tur Gülerman, İnci Çayırlı, Nesrin Sipahi, Alâeddin Yavaşça, Bekir Sıtkı Sezgin’di. Müzeyyen Senar’ın gençlik kayıtlarındaki teatral yorumu, Safiye Ayla’nın pürüzsüz sesi, Gönül Akkor’un yürek yakan yorumunu ise sonradan keşfettim. Hepsinden bir şekilde etkilenmişimdir diye düşünüyorum.

 İyi bir solist sizce kimdir?

Öncelikle müzikal donanıma sahip olmalı elbette. Okuduğu makamın geçkileri, bastığı sesleri bilerek yorumlamak çok önemli. Bunları söylemeye bile gerek yok… Bir de bunu hep söylerim iyi bir solist okuduğu eserin güftesinin ne anlattığını karşısındakine anlatabilmeli. Yorumlamak deriz ya çok önemli bir ayrıntı bence bu. 

Bu alanda iyi bir solist olmak için yola çıkanlara neler tavsiye edersiniz?

Şunu söyleyebilirim; yolun başındaysanız bol bol dinleyin. Doğru sesleri tabi ki… Müzikal bilginiz, nazariyatınız, repertuarınızı geliştirin. İlk zamanlar dinlediğiniz seslerin etkisinde kalabilirsiniz ama muhakkak kendinizi bulacaksınız.

 Eskişehir’e hiç geldiniz mi? Eskişehir ile ilgili neler söylemek istersiniz?

Eskişehir ‘e çok defa geldim konserler, TV çekimleri vesilesiyle. Bulunmaktan, gezmekten çok keyif aldığım bir şehir. Çok özel bir dokuya sahip. Şanslı olduğunuzu düşünüyorum bu güzel şehirde yaşadığınız için. Sizinle sohbet ederken, en kısa zamanda Eskişehir ‘e doğru bir seyahat planı yapmanın vakti geldi diye düşünmedim değil…

Özlenen şehir Eskişehir…