Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, bir ülkenin bir kralı varmış. Bu kral kötü bir insan değilmiş ama ülkenin sorunlarıyla hiç ilgilenmez, devamlı süslenip püslenmekle ve kendine yeni kıyafetler yaptırmakla meşgul olurmuş. Halk elbette bu durumdan hiç memnun değilmiş. Günlerden bir gün kral, ülkenin en iyi terzilerini saraya çağıran bir ferman yayınlamış.

Gelen terzilerden bir tanesi, krala dünyada eşi benzeri görülmemiş bir kumaştan özel bir kıyafet dikeceğini söylemiş. Günler geçmiş ve terzi yeni diktiği kıyafetle gelmiş. Terzi kralı güzelce giydirmiş ve aynanın karşısına geçirmiş. Kral, üzerinde tek bir kumaş bile olmadığını görünce terzinin kendisiyle dalga geçtiğini düşünüp hiddetle bağırmış. Terzi ise kibar bir şekilde bu kumaşı yalnızca akıllı kişilerin göreceğini söylemiş.

Kral kendisinin akılsız olduğunun düşünülmesini istemediği için terziye bol bol altın verip göndermiş. Etrafındaki herkes, görmedikleri kıyafetin ne kadar harika olduğunu söylüyormuş. Kral, yalnızca akıllıların gördüğü kıyafetini giyerek halkın arasına karışmış. Herkes kralın halini görüyormuş ama korkudan sesini çıkaramıyormuş. Derken bir çocuk çıkmış ve kralı gösterek;  ‘Aa, kral çıplak, çıplak!’ diye bağırmış. Herkes kahkahalar atmaya başlayınca kral utana sıkıla koşa koşa sarayına dönmüş. 

Danimarkalı Yazar Hans Christian Andersen tarafından kaleme alına hikaye hem ülkemizde hem de dünyada özellikle siyasetçiler hedef gösterilerek, anlatılır.  Kralın kibre kapılması, bir dolandırıcının bundan faydalanması, yanındakilerin görevi olmasına rağmen onu uyarmamaları, halkın tüm gerçeği görmesine rağmen susması ve dünyadaki en saf canlılar olan çocukların her şeyi açık bir şekilde.

İLAHİYATÇI YÖNETİCİLER DÖNEMİNDE  ALENİ  ŞEKİLDE 'KUL HAKKI' YENİLİYOR

Eskişehir İl Milli Eğitim’inde özellikle Muammer Demirkan’ın Atamanın başına getirildiği günden bugüne atamalarda yaşanan usulsüzlükler, adaletsizlikler ve torpiller hat safhaya ulaştı. Müfettişlerin emekler vererek; hazırladıkları raporlar adamına, tarikatına ve sendikasına göre uygulanıyor. Adamı olanlar müfettiş raporlarına rağmen cezasız kalırken, bunu bulamayanlar cezalandırılıyor. İlahiyatçı Milli Eğitim Müdürü Sinan Aydın ve İlahiyatçı İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Muammer Demirkan döneminde yapılan atamalarda aleni şekilde ‘kul hakları’ yeniliyor. Aldıkları eğitimlerden dolayı en çok kul hakkından korkması gereken iki yönetici döneminde yaşanıyor tüm bu rezillik. Eskişehir İl Milli Eğitim’in paçalarından tam anlamıyla liyakatsizlik akıyor. Uygulanmayan müfettiş kararları ile ilgili yazım bugün,  www.mebpersonel.org’da yer aldı. Daha önce de olduğu gibi tüm Türkiye Eskişehir Milli Eğitim’de yaşanan adaletsizleri, haksızlıkları önce Haberes.com.tr’den sonra yaygın medya ajanslarından öğrenmeye devam ediyor.

PANTOLON TORPİLLİLER-GÖZDE ŞEHZADELER-TRİNK YÖNETİCİLER

Eskiden Türkiye’de hep ilk üçte olan, sınav başarısında Türkiye Birincisi okullarıyla yıllarca hep örnek gösterilen Eskişehir’in şu anki ‘vah’ haline bir bakın. Etrafı;  Başbakanın pantolonunu diktiren adamın torpillisi, gözde şehzadeler, trink yöneticilerle çevrilen Sinan Aydın’a artık birileri; ‘Kral Çıplak’ demeli.  Kayınpederinden dolayı  “Ben terziliği bilirim” diyen  Demirkan’ın bunu söylemeyeceğine göre; bari biz diyelim: “Sayın Sinan Aydın, Eskişehir Milli Eğitim’de Kral Çıplak. Sayenizde Eskişehir Milli Eğitim’i pantolon torpilliler, gözde şehzadeler, trink yöneticilerle rezillikler kumpanyasına döndü”

/////////

FOTO ŞAKA

Eskişehir İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Muammer Demirkan: Müdürüm siz ne zaman tatile gideceksiniz?

Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü Sinan Aydın: Neden öğrenmek istiyorsun? Ben yokken atamalarda, müfettiş soruşturmalarında yine fırıldak mı çevireceksin?

Eskişehir İl Milli Eğitim Şube Müdürü Orhan Kemal Karakuş: Muammer Bey, Sinan Bey artık tatile giderken size vekalet falan bıramaz. Ama bana vekaleti verdirirseniz, gözden düşen şehzade olarak size değil fırıldak, Fındıkkıran Balesi  bile çevirmenize izin veririm.

Eskişehir İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Muammer Demirkan: Orhan Bey, ‘Aç Tavuk Kendini Buğday Ambarında Sanır’ sözü galiba sizin için söylenmiş. Vekaleti sana bıraksın da Koca Milli Eğitim’i ‘Hurda Vosvos’a döndür!