Bir süredir Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile Fransa’nın Ankara Büyükelçiliği arasında bir tartışma yaşanıyor. Tartışma neredeyse diplomatik krize dönüşmeye doğru ilerliyor. Tartışmanın ana kaynağı, Ankara’da bulunan Charles de Gaulle ve İstanbul’da bulunan Pierre Loti Okulları. Bünyesinde okul öncesinden liseye kadar tüm sınıfları bulunan bu iki okul 1942’den beri Türkiye’de eğitim veriyor.
İki okulun da kuruluş amacı diplomatların ve kendi ülkesi dışında çalışan “Expat “ olarak nitelendirilen Fransız vatandaşlarının çocuklarına eğitim vermek.
Fransa Eğitim Bakanlığı’na bağlı bu okullar kendi müfredatlarını uyguluyor ve öğrencilerine Fransa diploması veriyor.
“YABANCI OKULLAR SORUNU” NEDİR?
Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde devletin sınırları içerisinde yabancılara ait yaklaşık 7 bin okul vardı.
Hristiyanlık dininin farklı mezheplerince açılan bu misyoner okulları görünürde kendi dinlerinin propagandasını yapmak amacı güdüyordu. Ancak asıl niyetleri “hasta adam” dedikleri Osmanlı Devleti’nde yaşayan gayrimüslimleri devlete karşı kışkırtmaktı. Osmanlı Devleti’nin vatandaşı olan Ermeniler ve Rumlar ne yazık ki bu konuda en çok kullanılan milletler olmuştu.
LOZAN VE TAM BAĞIMSIZLIK!...
Osmanlı İmparatorluğu döneminde ve Kurtuluş Savaşı’nda yabancı okulların zararlı faaliyetlerini çok iyi kavrayan Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, bu tür acı tecrübeleri tekrar yaşamamak için derhal önlem almaya karar verdiler.
24 Temmuz 1923 Lozan Barış Antlaşması’nda belirlenen koşullarla ve ardından 3 Mart 1924 Tevhid-i Tedrisat (Eğitim Öğretim Birliği) Kanunu ile yapılan düzenlemelerle, yabancı okullar denetim altına alındı. Tüm yerli ve yabancı okullar Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlandı. Bu süreçte yeni duruma en çok itiraz eden ve sorun yaratan ülke Fransa olmuştu.
NEDEN YENİDEN GÜNDEME GELDİ?
Türkiye’de yabancıların kurduğu Türk öğrenci alan okullar mevcut. St.Benoit, Robert Kolej, Dame de Sion, Avusturya lisesi, Alman Lisesi, İtalyan Lisesi gibi okullar MEB’in koşullarına uygun faaliyette bulundukları için herhangi bir sorun yaşamıyor. Ancak, Fransa tarafından Ankara’da açılan Charles de Gaulle ve İstanbul’da bulunan Pierre Loti okullarında durum çok farklı.
Bu okullar milletlerarası okul statüsünde değil. Yabancı özel lise de değil.
Bunlar büyükelçiliklere ait okullar. Devletler kendi bulundukları ülkelerin temsilcilikleri bünyesinde böyle okullar açabilir ve kendi ülkesinin müfredatını uygulayabilir. Öğrencilerin diplomaları da kendi ülkelerinin diplomaları olur. Bu okulların açılış amacı diplomatların ve expatların çocukları içindir. Ancak, son yıllarda durum çok faklı bir boyut kazandı.
KURALI KİMLER BOZDU?
Sadece Fransız diplomatlarının ve expat çocuklarının gidebileceği bu iki okulda uzun zamandır Türk vatandaşı çocuklar da okuyor. Üstelik bu iki okuldaki mevcut Türk vatandaşı öğrenci sayısı oranının %90’lara ulaştığı biliniyor.
Önce bu kuralı Galatasaray mezunlarının çocukları için bozdular. Son yıllarda iki okula da inanılmaz talep başladı. Bu okullara girmek için araya çok önemli siyasetçilerin, diplomatların girdiği konuşuluyor.
Türk vatandaşı olan çocuklar bu iki okuldan mezun olunca yabancı öğrenci statüsüyle YÖS’e ( Yabancı Öğrenciler Sınavı) girip, Türk üniversitelerine adaletsiz ve haksız biçimde kolayca yerleşiyor.
Bu iki okulun kapısından MEB’in Maarif Müfettişleri giremiyor ve denetleme yapamıyor.
SÖMÜRGE ÜLKESİ DEĞİLİZ!...
Geçtiğimiz günlerde Fransa’nın Ankara Büyükelçiliği, MEB’den bir “uyarı notası” aldıklarını duyurdu. Bu uyarı notasında, 2024-2025 eğitim-öğretim yılından itibaren iki okula Türk vatandaşı öğrenci kabul edilmeyeceğini ve mevcut kayıtlı Türk öğrencilerin Türk okullarına nakledilmesi gerektiği resmen bildirildi.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin MEB’in verdiği uyarı notasının gerekçesini açıklarken; “Biz Fransa’nın müstemleke( sömürge) ülkesi değiliz. Biz bağımsız ve milli bir devletiz. Bu okullar bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin koşullarına uyarlarsa varlıklarını devam ettirirler” dedi.
Şimdi kamuoyu son yıllarda başta siyasiler olmak üzere Türk vatandaşı olan çocuklarını bu okullara gönderenlerin listesini merak ederken; Milli Eğitim Bakanlığı’nın, sorunun çözümüne gerekçe ve dayanak olarak gösterdiği Lozan Barış Antlaşması ile Tevhid-i Tedrisat (Eğitim –Öğretim Birliği) Kanunu’nu yeniden hatırlamasını mutlulukla karşılıyor…