Milli Eğitim sisteminin artık içinden çıkılamaz hale gelen yeni sorunlarından biri de, kimin ve neyin projesi olduğu tartışılan “Proje Okul” uygulaması oldu.
Nabi Avcı'nın Bakanlığı döneminde Müsteşarlık yapan ve artık Milli Eğitim Bakanı olan Yusuf Tekin'in eğitim sistemine bir hediyesi (!) olan “Proje Okul” uygulaması 2014 yılında başlatıldı. O zamandan beri proje okul yapılacak eğitim kurumlarının belirlenmesindeki değişiklikler, yönetici ve öğretmen atamalarında mevcut mevzuatlar dışındaki “özel” uygulamalar sürüp gitti ve uygulama artık tam bir kaosa dönüştü.
ÖNCE ÖĞRETMENLER TASFİYE EDİLDİ…
2016 yılında bu okullarda büyük bir öğretmen ve yönetici tasfiyesi gerçekleştirildi. 1 Eylül 2016 tarihli “Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları Yönetmeliği” ile proje okullarda görev yapmakta olan yüzlerce öğretmen ve yöneticinin görev yerleri değiştirildi.
Deneyimli öğretmenlerin yerlerine Bakanlık tarafından doğrudan atamalar yapılması birçok başarılı okulun eğitim niteliğini olumsuz etkiledi.
2016 yılında yönetmelikte yapılan başka değişiklikle, bir okulun proje okul olması için “Merkezi sınavlarda kendi türünde başarı ortalamasına göre il genelinde ilk beş dereceye sahip olması” ile “Okulun açılış tarihi, yapısı veya yetiştirdiği devlet adamları itibarıyla tarihi nitelik taşıması” koşulları kaldırıldı.
2017'de TEOG'un (Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş) kaldırılmasıyla proje okul uygulamasında yeni bir süreç başlatıldı. Merkezi sınavla öğrenci alacak olan tüm liseler proje okul kapsamına alındı.
2018 Temmuz'unda yönetmelik tekrar değiştirilerek proje okul olma kriterleri iyice kolaylaştırıldı. Bir kurumu proje okula dönüştürmek için belirlenen 6 kriterin sadece 1'ini taşımak yeterli sayıldı.
İlk etapta 40 okul ile başlayan proje okul uygulamasında zamanla işler çığırından çıktı ve binlerce okul proje okul haline getirildi.
İŞLER İYİCE KARIŞTI…
Bu okullara ait 8 Şubat 2023 tarihinde açıklanan yönetici atama yönetmeliği ile “keyfilik” tepe noktasına ulaştı. Bakan onayı ile Proje Okul olarak seçilen okullara yönetici ve öğretmen atamaları müdür/il teklifi ile Bakanlık tarafından doğrudan yapılıyordu. Son değişiklikle tüm Proje Okul yönetici ve öğretmenlerinin atama yetkisi doğrudan Milli Eğitim Bakanı'na verildi. Ancak proje okullarında görev yapan müdür, müdür yardımcısı ve öğretmenlerin çilesi bununla da bitmedi.
1 Nisan 2024 Pazartesi günü “Proje Okullarına Yönetici Atama Sonuçlarına” bakmak isteyen bazı yöneticiler sonuç ekranında “Yönetici görevlendirme yetkisi valiliğe devredildi” ifadesi ile karşılaştılar.
Daha sonra işin aslı ortaya çıktı; MEB’in, yönetici tercih ve başvuruları alındıktan sonra, Türkiye genelinde proje okulu olan 1200 Anadolu lisesi ve fen lisesini proje okulu olmaktan çıkardığı anlaşıldı.
Önceden herhangi bir bilgi vermeden atama sonuçlarının açıklandığı gün bazı okulların proje okulu olmaktan çıkarılması okullarda yeni bir karmaşanın ortaya çıkmasına neden oldu.
MEB, ataması Valiliklere devredilen okullarda bulunan yöneticilerin görev süresini bir yıl daha uzatarak bu sorunu şimdilik çözme yoluna gitti. Özellikle Din Öğretimi Genel Müdürlüğü bu konuda hiç bir çalışma yapmazken sadece ortaöğretime bağlı Anadolu lisesi ve fen lisesi proje okullarına dokunulması ise imam hatiplerin önünü açmak olarak değerlendirildi.
HANGİ AKLA HİZMET ?
Hangi akla hizmet ettiği(!) anlaşılamayan Proje Okul sistemi, okul kadrolarını siyasal/sendikal müdahale, referans ilişkileri, kayırmacılık vs. gibi haksızlık iddialarına açık hale getiriyor. Bakan yetkili, atamalar diğer okullar ve öğretmenler arasında mesleki birlikteliği ve iş barışını zedeliyor. Bu durum en çok, proje okullara hak ederek gelen liyakat sahibi eğitimcileri üzüyor.
En son 1200 okulun, aniden proje dışına alınmasından, bu okullardaki yönetici, öğretmen ve sınavlara hazırlanan öğrenciler olumsuz etkilendi.
Proje okullarda, her yıl binlerce öğretmeni ilgilendiren sorunlarla uğraşmak, kuralsızlık içinde çözüm aramak eğitime yarar değil zarar vermektedir.
Eğitimciler, Proje Okul uygulamasının mimarı(!) olan Milli Eğitim Bakanı Yusuf TEKİN'den; eğitim sistemine hiçbir yararı olmayan bu projeyi “sil baştan” ele almasını, proje okul sayısının yasanın çıkışına uygun bir şekilde azaltılmasını, yönetici ve öğretmen atamalarının, siyasal/sendikal müdahalelerden uzak, liyakat ve hakkaniyet esaslı olarak yapılmasını bekliyor.
Umarım çok beklemezler !..