1980'li yıllarda 'Erkek Milleti' ve 'Yemin mi Ettin' şarkılarıyla büyük bir ün kazanan sevilen sanatçı Ayşe Mine, Haberes Dergisi’nin 51'nci sayısına konuk oldu.
Yazarımız Cem Aksu’ya konuşan Mine; “Halkın ne dinlediğini ne sevdiğini inanın ben anlamış değilim. Bazen çok saçma sapan şeyler dinliyorlar. Ne dinlediğini bilmeyen bir kitle var. Cahil bir kesimin dinlediği bir müzik tarzı oluştu” dedi.
Bize kendinizden bahseder misiniz biraz? Nerede doğdunuz? Nasıl bir çocukluk geçirdiniz? Aileniz kalabalık mıydı? Müzikle ilgilenen var mıydı sizden başka?
İstanbul’da dünyaya geldim. İstanbul’lu bir annenin ve Karadenizli bir babanın kızıyım. Çok güzel bir çocukluk geçirdim. Çocukluğumdan itibaren kendimi bildim bileli şarkı söylüyorum. En büyük desteğim ailemdir.
Müziğe olan ilginiz ne zaman başladı? Sizi keşfeden ya da yönlendiren birileri oldu mu? Aileniz destekledi mi?
12 yaşında dayım beni Türk Müziğinin duayen sanatçı ve hocalarından Radife Erten’e götürdü. Sonra söz yazarı benim de çocukluk arkadaşım Seda Akay beni Nino Varon’a götürdü. Nino Varon ile ilk 45’lik plağımı çıkarttım. “Demek ki Öyle” isimli şarkıyla müzik piyasasına girdim. Bu arada bütün ödülleri de almıştık. Ben pop müzikte ilerlemeye çalışırken Nino Varon bana sürpriz yaparak hiç ummadığım şekilde ve hiç istemeyerekte olsa arabesk bir 45’lik çıkarttırdı. Aslında beni bu durum çok incitmişti. Küçük yaşlarda sahneye çıkmaya başladım. Eşimden ayrıldıktan sonra da sahne hayatım devam etti. Ve ben tek başıma isim sanatçı olarak yani assolist olarak gazinolarda çalışmaya başladım. Uzun yıllar sahne hayatım devam etti. Her zaman ailem en büyük desteğimdir. Müziği seven insanlardır. Klasik müzik evimizde çok dinlenirdi mesela. Evelenip ayrıldıktan sonra Emre Plak bana albüm teklifi yaptı. 1982 yılında “Neredesin Ey Talih” çıktı sonra “Erkek Milleti” ile devam ettik. Bu arada o dönemin tüm ödüllerini toplamaya devam ettik. Bu arada da TRT repertuvarına da onlarca eser kazandırdım.
Albümlerinizden bahseder misiniz? Çok küçük yaşta ilk albümünüz çıktı sanırım. Bu durum sizin hayatınızı nasıl etkiledi?
Müzik hayatımda hep mutlu oldum. Çok nezih bir müzik hayatı yaşadım. Asla bir ajitasyon yapmadım. Hiçbir zaman kötü anım ya da hikâyem yoktur. Ben konserlerimi hiç paylaşmam. İşim bittikten sonra paylaşırım. 30 tane albüm yaptım. 19 yaşından itibaren albüm çıkarmaya başladım. Benim magazinsel şeylerim yok. Bu benim tercihim aslında. Ama bu da ihtiyaç duyulan bir şey. Fakat yıllar sonra bunu kabul ettim. Magazin gerekli bir şey. Albümler, “Gözlerin Doğuyor Gecelerime’, ‘Erkek Milleti’, ‘Yemin mi Ettin’ gibi birçok başarılı albüme imza attım.
Şimdilerde neler yapıyorsunuz? Sizi uzun zamandır izleyemedik. Yeni projeler var mı?
Şimdilerde yepyeni projeler var. Artık çok şey değişti. Tek solo şarkılar çıkıyor. Bu bağlamda farklı bazı projeler var. Bunlar şimdilik bende saklı kalsın. Yeni kayıtlarla sevgili dinleyicilerimle bulaşacağız. Gözükmeyen dağın diğer yüzü var. Ben aktif bir sanatçıyım aslında. Dedim ya magazinel yanım çok yoğun olmadığı için pek gündemde yokmuş gibi oluyor ama madalyonun diğer yüzü böyle değil. Yoğun bir konser ve sahne programlarım var.
Güncel şarkıları nasıl buluyorsunuz? Sanatsal bağlamda kaliteli mi?
Hepsi kendi çerçevesinde iyi olabilirler ama benim sanat anlayışıma göre çok kaliteli çalışmalar yok açıkçası. Halkın ne dinlediğini ne sevdiğini inanın ben anlamış değilim. Bazen çok saçma sapan şeyler dinliyorlar. Ne dinlediğini bilmeyen bir kitle var. Cahil bir kesimin dinlediği bir müzik tarzı oluştu. Sanat adına üzücü şeyler bunlar aslında.
Oyunculuk kariyeriniz nasıl başladı?
Oyunculuk kariyerim yok benim. Bir film çektim ben. Fakat çok video çektik her şarkıya. Kısa kısa filmler bunlar bir dönem modaydı. Ben oyuncu değilim yorumcuyum. Kendi sesimle oynamak istediğim için sinemadan uzak kaldım. Bence oyuncu kendi sesiyle oynamalı. O duyguyu oyuncu kendi sesiyle daha net verebilir. Tıpkı tiyatro oyuncuları gibi. Ben bunu savundum her zaman o yüzden de çok film çevirmedim. Bu aslında benim gereksiz inadım. Kendimi kendim canlandırmalıyım diye düşündüğüm için uzak kaldım. Daha çok film çevirip halka daha çok yakın olabilirdim. Çok değerli dublaj sanatçıları var aslında bizleri seslendirecek.
Eskişehir’e en son ne zaman geldiniz? Neler söylemek istersiniz Eskişehir ile ilgili?
21 yıl önce bir konser için gelmiştim. Şimdi tekrar kısmet oldu. Sevgili Cem Aksu ile bu konseri uzun zamandır planlıyorduk kısmet bugüneymiş. Anadolu Kültür ve Dayanışma Derneği Türk Sanat Müziği korosunun konuk sanatçısı olmak büyük bir mutluluk oldu benim için. Böyle koro topluluklarıyla konseri ve sahneyi paylaşmayı özlemişim. Bu arada sevgili şef Cem Aksu’da gerçekten harika bir insan. Ömrünü ve gönlünü müziğe vermiş ve kaliteli işler yapmaya çalışan bir müzik adamı. Benim de çok sevdiğim can kardeşim kendisi. Eskişehir en son gördüğümden bu yana harika bir gelişme göstermiş tam bir sanat şehri. Eskişehir’i seviyorum. Eskişehir halkı çok özel. Şehrin yapısı insanı adeta bir Avrupa şehrindeymiş gibi hissettiriyor. Bu arada bu konser de beni özel olarak misafir eden ve benimle tüm samimiyeti ile ilgilenen koromuzun da kıymetli udisi ve tatlı hemşire Sabret Türkgeldi’ye de çok teşekkür ediyorum. Eskişehir’e ve tüm sanatsever dostlara sevgi ve selamlarımı gönderiyorum.