Hababam Sınıfı filminde bir sahne vardı. Birçoğunuz mutlaka hatırlayacaktır. Felsefe Öğretmeni Akil Hoca'ya sürekli müfettiş şakası yapan Hababam Sınıfı öğrencileri, derse bir gün gerçek müfettiş geldiğinde yine sınıfın şaka yaptığını sanan Akil Hoca'nın müfettişe sert davranması nedeniyle görevden uzaklaştırılmasına sebep olmuştu.

Yaptıklarından pişman olan Hababam Sınıfı, durumu Mahmut Hoca'ya anlatırlar. Mahmut Hoca haylaz çocuklara, ders niteliğinde çok önemli bir cümle kurmuştu. "Sebep olduğunuz bir şey için neden üzülüyorsunuz?"
İnsanlar ve toplumlar hak ettikleri gibi yaşarlar. Toplumun kaderi seçimleri ile doğru orantılıdır. Neyi seçtiğini ve sonucunda neleri kazanacağını ya da neleri kaybedeceğini iyi düşünmesi gerekir. Seçtiğin her zaman sana benzer. Bireysel menfaatlerini toplumsal menfaatlere tercih edenler mi, toplumsal menfaatleri bireysel menfaatlerine tercih edenler mi? Seçmek ya da seçtirmemek; işte bütün mesele bu. Göz göre göre çamurlu yola girersen paçalarına çamur sıçramasına şaşırmak pek aklıselim bir davranış olmaz. 
İyi düşünmek gerekir. Peki, nedeni nedir? 
Elbette ki cahil toplum. Son çeyrek yüzyılda eğitimin geldiği noktaya bakın. Okuyucu sayısının topluma oranı ne kadar hiç araştırdınız mı? Ve hatta okuyanın da anlama oranı ne kadar sizce? Okuduğunu anlayan ve bağ kurabilen sayısı sizce ne kadardır?
Düşünebilen kitle toplumun yüzde kaçı? 
Toplum olarak değer yargılarından uzaklaştık. Farkındalık artık yok. Kim olduğumuzu artık bilmiyoruz. Bize inandırmaya çalışılan her şey aslında başkasının rahatı bozulmasın diye diretilen şeyler değil mi? ‘’Ne mutlu Türküm’’ diyebilen kaç kişi kaldı? %99’u Müslüman olan ülke yaradan Rabbinin adıyla okumadığı için, yaradan Rabbinin adıyla canına okuyorlar. Farkında mısın?