İnsan haksızlıkların karşısında sırf menfaati için sessiz kalmayan, kalmaması gereken bir varlıktır. Ama bizi biz yapan en önemli özelliğimiz merhamet duygusudur. Zaten bir insanın merhameti yoksa o insana  insan denilebilir mi ki?

Aylardan beri televizyon ve sosyal medya kanallarından SOKAKLARIMIZDAN TEMİZLENMESİ istenen sokak köpekleriyle ilgili yasa onaylandı. Ülkemizin tek ciddi problemi buydu malum ve bunun olması için vicdanını, merhametini, insanlığını bir kenara bırakıp hareket eden herkes rahat bir nefes alabilmiştir umarım. İstenen oldu ve görünür de kazanıldı verilen onca mücadele(!) Bizim gibilerde karınca misali bu soruna daha insani bir çözüm bulunması için uğraş verdik, çaba gösterdik ve evet görüntüde kaybettik de galiba... Ama olsun, en azından safımız belli: bizler hiçbir can zarar görmesin, daha insani yollar denensin istedik. Kimisi sokak köpekleri tarafından saldırıya uğrayan çocukların hayatlarını önemsiz gördüğümüzü, köpeklerin yaşam haklarını savunduğumuz için de ‘’KÖPEKTAPAR’’  gibi aşağılayıcı bir ifadeyle tanımladı bizi. Kimisi de mama lobisine kafayı takıp bazı hayvanseverlerin aşırı tepkilerini bahane ederek tavır aldı bu konuya. Ama arada olan kimlere oldu biliyor musunuz? Birkaç saldırgan sokak köpeğinin sebep oldukları ve başka başka sebepler yüzünden hayatları hakkında alınan karara karşı kendisini savunma yetisi olmayan, zaten çok da matah bir yaşam sürmemelerine rağmen merhamet yoksunu insanların gözüne batan, istenmeyen, ötelenen o zavallı SOKAK HAYVANLARINA oldu… Evet şimdi herkes rahat bir nefes alabilir. O muhteşem hayatlarınızda, lafa gelince tükaka edilen Avrupa’nın işine gelinen tarafları örnek gösterilerek kanunlaştırılan durum sebebiyle bu hayvanlarla paylaşmak zorunda değilsiniz artık o tertemiz sokaklarınızı… ‘’Avrupa da sokaklarda tek bir hayvan göremezsiniz’’ diyerek örnek aldığınız Avrupa standartlarına uyum sağladınız, tebrikler artık bizde MEDENİ BİR ÜLKE kategorisinde sayılırız Elhamdülillah. Çünkü sokaklarımızda bize kötü bir imaj veren (!) sokak köpekleri olmayacak artık… Çünkü sokaklarımız tertemiz, parklarda bahçelerde tek bir çöp bulamazsınız. İnsanlar birbirlerine saygılıdır, herkes medeniyetin sembolüdür adeta(!) tek sorun sokak köpekleridir. Ne gülünç değil mi… Tarihte Medeni memleketlerin seviyesine çıkabilme uğruna verdiğimiz tavizlerle kültürümüz ile asla bağdaşmayan şeyler milletimize  mal edilmeye çalışılırken Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşı’mızın dördüncü kıtasında ‘’Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar’’ derken ne kadar haklıymış… Tarih boyunca çok ama çok yanlış anlayıp, idrak ettiğimiz Medeniyet kavramını hala yanlış yerinden tutup kendi standartlarımıza uydurmaya çalışıyoruz. Mesela medeniyet ‘’taklitçi olmak’’ mıdır yoksa zaten kendi kültürel kodlarımızda yer alan insani odaklı bakış açısına sahip olmak mıdır? Geçmişimizde  göç eden leylekler için vakıf kurmuş, saray ve camii duvarlarına kuşlar için kuş evleri inşa etmiş bir medeniyetin mensupları değil miydik oysa?… Bu kadar ince düşüncelere sahip bir milletken, hisleri, duyguları olan sokak hayvanlarını en büyük düşmanımızmış gibi görmek hangi aklın ürünü?

Ve sonuç olarak görünürde o büyük mücadele(!) kazanıldı, istenen oldu... Çıkarılan Hayvan Hakları Kanunundaki asıl amaç hayvanların sahiplendirilmesine teşvik etme amacı taşısa da çoğunluğu barınaklarda ölümü bekliyor olacak, kimse kimseyi kandırmasın. Ki keşke bu amaca hizmet ediliyor olsaydı, keşke... Ama millet olarak yeterince özveriye sahip ve bu konuda duyarlı olunsa dahi her insanın yaşam şartı, ev ortamının uygun olmaması nedeniyle kimse sırf o hayvanların acı çekerek UYUTULMAMASI için barınaklara gidip birer ikişer tane sahiplenemeyecek… Ve bunun içinde tek çözüm, şimdiye dek kısırlaştırma çalışmaları ile bu hayvanların sayılarının kontrol altına alınıp, barınakların daha insani koşullara getirilmesi idi. O çok eleştirilen, ötelenen, bir canın dahi yaşaması için çaba sarf eden hayvanseverlerin çabasının birazı yetkililerde de olsaydı keşke. Ve keşke ısmarlama kanunlar yerine kendi ülkemize ve milletimize yakışacak daha insancıl çözümler bulunabilseydi… Ve o çabalar sonuçsuz kalmadı ve istenilen oldu. Ama kazanılmış gibi görünse de aslında kaybettik… İnsanlığımızı, merhametimizi…