Ülke gündeminin hayat memat meselesi haline getirilmiş Sokak Hayvanları Yasa Tasarısı daha güvenli sokaklar oluşturulması gerekçe gösterilerek ülkenin en büyük problemi buymuş gibi sunuluyor haftalardır.

Bununla ilgili doğruluğundan emin olunmayıp abartılan bir sürü haber, kanallarda boy gösteriyor, konuyla ilgili "Güvenli sokaklar Derneği" gibi dernek başkanlarıyla programlar yapılıyor ve vicdanı olan her insan ise günün sonunda mağdur olacak kesimin masum hayvanlar olacağını bildiğinden bu duruma tepki gösteriyor. Sanırsınız ülkece başka hiç bir derdimiz yok tek sorun SOKAK KÖPEKLERİ. Bu haberler çıkmaya başladığından beri Şanlıurfa gibi birçok şehirde Hayvan katliamları yapılıyor ve halk zavallı hayvanlara karşı kışkırtılıyor. Kanunun amacı hem insanları hem hayvanları korumak olsa da ülke sosyolojisi göz önüne alındığında zaten insanımız bu konuda yeterli bir bilince sahip değilken üzerine birde meselenin iyice dallandırılıp budaklandırılması mazlum olan sokak köpeklerinin de mağdur edilmesine sebep oldu. Yani filler tepişti olan yine çimlere oldu. Yazık değil mi ağzı dili, kendini savunma yetisine sahip olmayan bu zavallıları hedef göstermeye? Yazık değil mi vicdanı olan insanları insanlıktan sorgulatacak noktaya getirmeye?  Daha insanî bir çözüm bulunamaz mıydı bu sorunu çözmek için ? Şimdiye dek önüne geçilemez mıydı hayvan popülasyonunun bu derece artmasının? 

Ve bu durumu savunanların benzer argümanlarını sıralayarak vicdanı olan insanlar adına her birine tek tek yanıt vermek istiyorum. İşte o ağız birliği edilmiscesine kurulan cümlelerden bazıları;

1. "Sokak köpeklerinin artmasına sebep olanlar onları besleyen insanlar ve Mama Lobisi"

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki mama lobisi kavramını deli gibi savunan insanların kendi zevkleri için hayatlarını tüketim çılgını gibi sürdürdüğünü kanıtlayamam belki ama yemin edebilirim. Hayvanların yediği mamalarda ya da mama lobisi denerek eleştirdiğiniz mama firmalarının ürettiği mamalar mı tek takıldığınız mesele, ülkede onca israf , onca tüketim çılgınlığı sürerken. Giyim,yiyecek, içecek firmaları içinde bu kadar sesiniz çıkıyor mu mesela? Örneğin sağlıksız içecek tüketiminin artması için deli gibi reklam yapıp bu ürünleri satan firmalar içinde "içecek lobisi" kavramını kullanıyor musunuz?

2. "Alın evinizde besleyin çok seviyorsanız."

Bakınız hayvanların haklarını savunduğumuz hayvan düşmanı her insandan bu cümleyi duymak olağandır. Ki keşke imkanımız olsa da dünyada yalnızca kendi türünün yaşama hakkı olduğunu savunan, bu bencil insanoglundan koruyabilsek tüm masum hayvanları. Ve hatta doğayı dâhi. Ama ne yazık ki böyle bir imkanımız yok.

3. "Hayvanların haklarını savunduğunuz kadar sokak köpeği saldırılarından ölen çocukları da düşünün." 

İşte aradaki fark da bu galiba. Bizler bu hayvanların reabilite edilmesini, zararsız hale getirilerek, kısırlaştırılma ve barınma ihtiyaçları karşılanarak yaşatma seçeneğini sunarken hem insanları hem hayvanları düşünüyoruz aslında. Yani tek taraflı bakamıyoruz-bakanlar var mı elbette vardır onları tenzih ederim- hayvanların hayatlarını kutsal görüp insanları ikinci planda tutan ne dediğini bilmez kesim yüzünden bu hayvanlara düşmanlık etmek insanlığa sığar mı? Bizler ne masum çocuklarımız zarar görsün istiyoruz ne de kendini savunma yetisi olmayan hayvanlar. Peki sizlerin vicdanı tek yönlü mü işliyor ki insanlar zarar görmesinde diğerlerine ne olursa olsun diyebiliyorsunuz?

4. "Sayıları gitgide artıyor ve tehlike arz ediyorlar."

İnsanların yaşam alanlarında sürü hâlinde yaşayıp zarar veren köpeklerden rahatsız olmak çok doğal. Ama nasıl o noktaya geliniyor da bu hayvanların sayıları artıyor ve saldırganlaştırılıyorlar: öncelikle aç bırakılıyor ve saldırıya uğruyorlar. Aç kalan şiddet gören her köpek saldırır. Ve BELEDİYELER TARAFINDAN ŞİMDİYE DEK YETERLİ ÖNLEM ALINIP KISIRLAŞTIRMA YAPILMADIĞI, 

Yıllarca bu zavallılar görmezden gelindiği için sayıları da günden güne artıyor.Kısırlaştırma ve barınaklar konusunda belediyeler şimdiye dek denetlenmedi. Varlıkları yıllarca yok sayıldı ve sorunları görmezden gelindi bu hayvanların. Ve içgüdüsel olarak yavrulayıp çoğalan bu hayvanları şimdi topluca uyutmak mı çözüm? Soruyorum sadece.

5. "Gazze'de ölen çocuklar içinde bu kadar sesiniz çıkıyor mu?" 

Vicdan tek taraflı değildir. Vicdanı olan her insan, insanların yaşadıkları zulme, uğradıkları haksızlığa da ses çıkartır, kıyıda köşede atılarak yaşamaya çalışan, kendi hakkını savunma yetisinden uzak, zulüm gören bir hayvan içinde. Yaratılan her can değerli ve kıymetlidir gözümüzde. Ve bizim gibi her türlü zulmün karşısında olan insanlar GAZZE'DE YAŞATILAN SOYKIRIMa da, Allah'ın sessiz kulları olarak gördüğümüz sokak hayvanlarının yaşam haklarını koruma konusunda da sesini çıkartır. Çünkü biz insanız. Ve insan merhameti ve vicdanı ile insandır. Güvenli sokaklar oluşturmanın ilk şartı da yine zalim insanların sebep oldukları saldırgan sokak köpekleri değil, merhametli vicdanlı bir nesil yetiştirmek. Yaratılan her insana, her canın yaşam hakkına saygı duyacak...