Her sene yılbaşı yaklaşınca ülkemizde yılbaşı kutlayanlar, bir de karşısında kutlamayanlar değil karşı olanlar diye, toplum ikiye ayrılıyor.
Hıristiyanların bayramı olan Noel ile miladi takvime göre yılbaşı birbirine karıştırılıyor.
Dünyanın birçok ülkesinde her ülke kendi kültürüne ve takvimine göre yılbaşı kutlaması yapar. Hristiyanlar 24 Aralık'ı 25'ine bağlayan gecede başlayan 26 Aralık akşamına kadar Noel bayramını kutlarlar. Bu kutlamayı doğu toplumları 6 Ocağa kadar sürdürürler. Yılbaşı ve Noel Bayramı birbirine karıştırılır, her sene Türkiye'de bazı tartışmalara neden olur. Bunun sebebi de miladi takvim başlangıcı olan yılbaşı kutlamaları ile Noel kutlamaları tarihlerinin yakın olmasıdır .
Noel Bayramı, her yıl 24 Aralık’ta kutlanmaya başlanır, yılbaşı eski yılın bittiği 31 Aralık gecesi kutlanır. Eski bir yılı bitirip yeni bir yıla girdiğimiz gündür. Eski yıl için Allah’a şükrederiz ve yeni yıl için O’na dua ederiz. Bunu yakınlarımızla, sevdiklerimizle sevinç içerisinde yaparız. Bütün bunların hiçbirisinde aşırılık yoktur.
Türklerin yeniden doğuş bayramı olan ve NARDUGAN (Nartugan) denilen bayram 21 Aralık'ta başlıyor 21 Mart'ta Nevruz olarak tamamlanıyor. Çünkü 21 Mart’ta gece ve gündüz eşitleniyor. 21 Mart'ta bahar geliyor, tabiat yeniden canlanıyor. İşte çam ağacı süslemeleri de buradan geliyor. Bugün süslenen ağaca 'Hayatı Ağacı' deniyordu.
Türklerin Nardugan (yeniden doğuş) bayramı yüzyıllar sonra Hristiyanlar tarafından alnmış, 24 Aralık İsa'nın doğumu (Noel) olarak uyarlanmış.
Oysa Nardugan, İsa'dan yüzyıllar öncesinden Orta Asya'da kutlanan bir yeni yıl kutlama bayramıdır. Hristiyanların simgesi Noel Babanın bilinen hikayeleri de yine bir Türk geleneğinden alınmış. Çünkü Noel Baba denilen kişinin yaşadığı iddia edilen yıllardan yüzyıllar öncesinde Orta Asya'da 'Ayaz Ata' ve 'Kar kız' hikayesi vardı.
Ayaz Ata Türk Mitolojisine göre kışın soğukta ortaya çıkan, kimsesizlere ve açlara yardım eden, garipleri sevindiren bir efsaneydi.
Dünyanın tanınmış Sümerologlarından Muazzez İlmiye Çığ da çam ağacı süslemelerinin Hıristiyanlıktan yüzlerce yıl önce Türk geleneklerinde olduğunu defalarca açıklamıştır.
Türklerin, tek Tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre, yeryüzünün tam ortasında bir 'akçam ağacı' bulunuyor. Buna ‘hayat ağacı’ deniliyor. Bu ağacı, motif olarak bizim bütün halı, kilim ve işlemelerimizde görebiliyoruz.
Yılbaşı kutlamaları, birleştirici bir rol oynamaktadır. Her toplum, farklı gelenekler ve kültürel değerleriyle yeni yılı karşılarken, genel olarak umut, yenilik ve beraberlik temaları öne çıkıyor. Batı'daki büyük partilerden, Çin ve Japonya'daki geleneksel kutlamalara, Rusya'daki kutlamalardan Türkiye'deki yılbaşı gecesine kadar, her milletin kutlama şekli kendine özgüdür. Bütün insanlar bitirilen yılın özellikle acı hatıralarını silerler, yeni yıla özlemle umutla girmenin mutluluğunu yaşarlar.
Türklerde güneşin çok önemli olduğu biliniyor. İnançlarına göre gecelerin kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 21 Aralık’ta gece-gündüzle savaşıyor. Uzun bir savaştan sonra gün geceyi yenerek zafer kazanıyor. İşte bu güneşin zaferini, yeniden doğuşu, Türkler büyük şenliklerle ‘akçam ağacı’ altında kutluyor. Güneşin yeniden doğuşu, bir 'yeni doğum' olarak algılanıyor.
(Nar=güneş, Tugan, dugan=doğan) Yani anlamı Doğan güneş. Türkler o dönem Güneşi geri verdi diye Tanrı Ülgen’e dualar ediyorlar. Duaları Tanrıya gitsin diye ağacın altına hediyeler koyuyorlar, dallarına bantlar bağlayarak o yıl için Tanrı’ dan dilekler diliyorlar. Orta Asya'daki Türk inanışına göre Ülgen İyilik Tanrısıdır.
O gün, evler temizlenir, herkes en güzel giysilerini giyer ve ağacın etrafında şarkılar söyler. Büyükleri ziyaret ise bu bayramın en önemli geleneklerinden biridir. Aileleri bir araya getiren, büyük coşkuya sebep olan bu bayram Türk kültürüne ait halı, kilim gibi eserlere de yansımıştır. Muazzez İlmiye Çığ, açıklamasında, “Gündüzün geceyi yendiği 21 Aralık’taki bayram Nar-Dugan, Orta Asya Türklerinin bayramıdır” diyor.
İsa’nın yaşadığı topraklarda çam ağacı yetişmez. Eski Türklerde Hayat ağacı denen ‘akçam ağacı’ süslemesi Türklerden, Türklerin Avrupa’ya geçişi ile Hıristiyanlar tarafından alınmıştır.
NOEL BABA DEĞİL, 'AYAZ ATA'
Ayaz Ata, Türk, Altay ve Orta Asya mitolojilerinde, özellikle Kazak ve Kırgız Türklerinde Soğuk Hanı olarak tanımlanmaktadır.
Mitolojilere göre kışın soğukta ortaya çıkan, kimsesizlere ve açlara yardım eden bir kahramandı.
Ayaz Ata ve Kar Kız…
Özbeklerde Ayoz Bobo,
Azerbaycan Türklerinde Şahta Baba,
Türkmenistan’da Nardugan Bayramı töreni…
Nar Tugan güneşin doğum kutlamaları da İsa’nın doğum kutlamalarına Noel’e dönüşmüştür.
Noel kelimesi de Noio (yeni) ve Helios (güneş) kelimelerinden oluşmuştur.
Yani Nar Tugan’la özdeştir.
Güneş Dünya ve Ay’ın binlerce yıldır süregelen bir döngüsü var. Dünün bu günden farklı olmadığını yarının da bugünden farklı olmayacağını hepimiz biliyoruz. Bazı günlere anlamlar yüklüyoruz, bu günleri özel kılıyoruz. Bu da günlük hayatımızdaki monotonluğu renklendiriyor, hayatımıza neşe ve sevinç katıyor. Olaya böyle bakmak lazım.
Yeni yıl kutlaması, 30 Türk Boyunun ‘NARDUGAN BAYRAMI' dır. İlk SÜMER TÜRKLER’inde başlamış ve diğer Türk Boylarında da devam etmiş bir kutlamadır.
Bir Papaz tarafından, Yılbaşı kutlamasının Hıristiyan inancı oluğunu savunması ne kadar yanlış ise, bir İmam tarafından, Yılbaşı kutlamasının İslam inancı olmayıp, caiz değildir denmesi de o kadar yanlıştır.
Yeni yılımız, Nardugan Bayramımız kutlu olsun. Türk Milletine bütün insanlık alemine huzur ve mutluluk getirsin.