Somali, Afrika kıtasının doğusunda, Kızıldeniz’in girişinde, Hint Okyanusu’na bakan, bir süre Osmanlı yönetiminde kalmış sonra batı ülkeleri tarafından sömürgeleştirilmiş, iç savaşlarla kardeşi kardeşe kırdırarak zayıf kalması sağlanmış, henüz el değmemiş uranyum, demir, kalay, bakır, jibs, boksit ve doğalgaz yataklarına sahip bir ülke.

Somali’yi batı ülkeleri tarafından önemli kılan ise jeopolitik konumudur. Somali doğu ile batının ticaret yolunun en önemli yeri olan Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı’nın girişinde bulunmasıdır. Yani Somali istemez ise Kızıldeniz’e ve Süveyş Kanalı’na giremezsiniz. Bunu bilen batı ülkeleri, bölge ülkelerini önce kendi içlerinde, arkasından kardeş olan komşularıyla yıllarca savaştırarak bölgeyi kendi himayelerinde tutmaya çalıştılar.

2017 yılından itibaren Somali ve Türkiye arasında imzalanan bir anlaşma gereği Somali’ye bir Harp Okulu kurularak Somali Ordusu’na astsubay ve subay yetiştirilmeye başlanıldı. Şimdiye kadar 6 000 personel yetiştirildi ve bu yeni ordu Somali içerisindeki karışıklıkları bitirme noktasına getirdi.

Yeni bir anlaşma ile Somali sahillerinin güvenliği Türk Donanması tarafından sağlanacak ve bu amaçla donanmamızdan bazı gemileri Kızıldeniz girişine gönderildi. Gönderilen gemiler yalnız gitmedi ve gene yapılan bir anlaşmaya istinaden petrol ve gaz araması yapmak üzere bir arama gemimiz de onlarla eşlik etti. Yani Somali denizlerinde bulunan petrolün işletme hakları Türkiye’ye ait ve petrolün %70’i de Somali’ye verilecek.

Ancak asıl anlaşma uzay üssü ile ilgili, Türkiye’nin uzay çalışmaları için gerekli olan roket fırlatma üssü buraya kurulacak. Şimdi diyecekler ki; “ülkemizde yer mi kalmadı da Somali’ye roket fırlatma üssü kuruluyor.”  Niçin gerek var;

Birincisi; Dünya üzerinde roket fırlatmak için avantajlı konumlar var. Eğer buralardan fırlatma yaparsanız hem daha az enerji harcarsınız, hem de uydularınızı konumlarına daha kolay yönlendirirsiniz. Bu konumlar Rusya ve Çin’in kullandığı Baykonur ve Jiuquan fırlatma üslerinin bulunduğu paralel. Diğer konum ise ABD ve Fransa’nın kullandığı Cape Canaveral ve Guyana Uzay Merkezi’nin bulunduğu paralel. İşte Türkiye’nin kuracağı fırlatma üssü bu paralel üzerinde yani en iyi konumlardan biri üzerinde. Amaç buradan kendi roketlerimizi ve uydularımızı fırlatabilmek. Özellikle de kimsenin göndermemizi istemediği “askeri izleme” uydularını ve “konum takip” uydularını.

İkincisi; Roketsan ve Aselsan’ın yaptığı 500 km menzilli roketlerimizi Karadeniz’de kendi deniz sahamızda deneyebiliyoruz. Ancak daha uzun menzilli roketlerimizi denemek için uygun deniz sahasına sahip değiliz, daha uzun deniz sahaları gereklidir. Somali Hint Okyanusu’na sahip ve 1 000 km ve üzeri roketleri denemek için uygun sahaya sahip. Kurulacak üste uzun menzilli füzelerin denenmesi için uygun yapılar inşa edilecek.

Üçüncüsü; Bilindiği gibi bazı ülkeler, Basra körfezinden girip Irak ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya ve Akdeniz’e açılacak ticaret yolunu ve Bizi Türk Cumhuriyetlerine bağlayacak Zengezur Koridorunu engellemeye çalışıyorlar. Türkiye olarak diyoruz ki; “Bu yolu engellerseniz, Kızıldeniz’e ve Süveyş Kanalı’na girmek için Türk Donanması’nın önünden geçmek zorunda kalacaksınız.”

Ancak asıl engel kendi içimizdeki “istemezük” çetesi ile “ne işimiz var” lobisi tarafından çıkarılacak. Bakalım bu defa nasıl bir vizyonsuzluk gösterecekler. Merakla bekliyoruz.

Saygılarımla